DOKU ÖRNEKLERI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Gewebeproben

Doku örnekleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Alan, doku örnekleri.
Alan, die Gewebeproben sind.

Onları mı istiyorsun? Doku örnekleri.
Ich will die Gewebeproben.

O doku örnekleri nereden geliyor sanıyorsunuz?
Woher glauben Sie, kommen die Gewebeproben?

Jane Scottın otopsisinden doku örnekleri.
Gewebeprobe von Jane Scotts Autopsie.

Orijinal kan ve doku örnekleri. Cosima öyle söyledi.
Es sind Blut- und Hautproben, sagt Cosima.

Suçiçeği geçiren herkesten doku örnekleri aldılar.
Sie nahmen Gewebeproben bei jedem, der gegen Pocken geimpft war.

Kan ve doku örneklerini Abbyye götüreceğim.
Ich bin dabei Blut und Gewebeproben zu Abby zu bringen.

Duncanda ilk Castora ait doku örnekleri vardı.
Duncan hatte Gewebeproben vom Castor-Original.

Yine de bu doku örneklerini test etmeliyiz Frank.
Trotzdem müssen wir diese Gewebeproben untersuchen, Frank.

Duncanda ilk Castorlara ait doku örnekleri vardı.
Duncan hatte Gewebeproben vom Castor-Original.

Doku örnekleri aldılar. Suçiçeği geçiren herkesten.
Sie nahmen Gewebeproben bei jedem, der gegen Pocken geimpft war.

Histopatolojik analiz kalp doku örnekleri tavşan gerçekleştirin.
Führen Sie histopathologische Analyse von Gewebeproben Herz von Kaninchen.

Kan ve doku örnekleri üç ay kadar önce ortadan kaybolmuş.
Blut- und Gewebeproben sind verschwunden, vor etwa 3 Monaten.

Sigmoidoskopi yaparken analiz için doku örnekleri alınabilir.
Bei der Durchführung der Sigmoidoskopie können Gewebeproben zur Analyse entnommen werden.

Doku örnekleri toplamak için güvenli ve etkili bir yoldur.
Es ist eine sichere und effektive Art, Gewebeproben zu sammeln.

Buraya bir ilaç araştırması için bazı doku örnekleri… almaya geldiğini söyledi.
Er kam angeblich wegen einiger Gewebeproben… für eine Medikamentenstudie.

Bu doku örnekleri daha iyi tedavileri araştırmak için kullanılır.
Diese Gewebeproben werden zur Erforschung besserer Behandlungen verwendet.

Onkolojinin varlığını dışlamak için bir biyopsi yapın: doku örnekleri mikroskop altında incelenir.
Um das Vorhandensein von Onkologie auszuschließen, führen Sie eine Biopsie: Gewebeproben werden unter dem Mikroskop untersucht.

Belirtiler ve doku örnekleri deneğe KV virüsünün bulaşmış olduğunu gösteriyor.
Symptome und Gewebeproben bestätigen: Testperson ist mit KV infiziert.

Doygunluk- biyopsi örneklemesi ultrasonun kontrolü altında gerçekleştirilir, ancak doku örnekleri 24 noktadan alınır.
Sättigung- Biopsie Probenahme erfolgt unter Ultraschallkontrolle, aber Gewebeproben werden von 24 Punkten entnommen.

Kan ve doku örneklerini Atlantaya göndereceğiz. DNA sonuçlarını 18 saat sonra alırız.
Wir werden Blut- und Gewebeproben nach Atlanta fliegen und die DNA-Ergebnisse in 18 Stunden haben.

San Diego hayvanat bahçesindeki, onun donmuş hayvanat bahçesinde son 35 yıl içerisinde 1.000den fazla türden doku örnekleri toplandı.
Im Zoo von San Diego, seinem gefrorenen Zoo, hat er in den letzten 35 Jahren Gewebeproben von über 1.000 Arten gesammelt.

Takip etmek için doku örnekleri kullandı. Harry hastanın suni aort kapağını kaplayan enfeksiyonu.
Harry benutzte die Gewebeproben, um die Infektion auf die Beschichtung.

Kürk doku örnekleri kirlenmesini önlemek amacıyla, tüm vücut üzerinde% 70 etanol sprey.
Um eine Kontamination von Gewebeproben mit Fell zu vermeiden, Spray 70% Ethanol über den ganzen Körper.

Doku örnekleri için, sıkı bir karıştırma ve karıştırma daha ekstraksiyon etkinliğini elde etmek için gereklidir.
Für Gewebeproben wird kräftigem Rühren und Mischen erforderlich, um eine bessere Extraktion Effizienz zu erreichen.

Maalesef araştırmam için devamlı kan ve doku örneği almam gerekiyor.
Und Gewebeproben. Leider erforderte meine Forschung eine konstante Versorgung mit Blut.

Sadece kan ve doku örneği aldı.
Er hat Blut- und Gewebeproben genommen.

Mikroskop altında testisin en az 4 farklı noktasından doku örneği alınır.
Es werden unter dem Mikroskop mindestens von 4 verschiedenen Bereichen der Hoden, Gewebeproben entnommen.

Kızdaki doku örneğiyle eşleşme var mı diye bakacağız. Kurbanlardan birini mezardan çıkaracağız.
Ich habe eine Obduktion eines der anderen Opfer veranlasst,… um zu sehen, ob eine Gewebeprobe zu dem Mädchen passt.

Laboratuvar, doku örneğinin yerini tespit etmeyi başaramadı.
Das Labor kann Ihre Probe nicht finden.