DRU ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Dru

Dru Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Dru, aşkım.
Dru, Liebes.

Spike ve Dru?
Spike und Dru?

Dru, yeter.
Dru, das reicht.

Şuna bak Dru.
Schau mal, Dru.

Dru, toplantı!
Dru, Versammlung!

O motor yağı, Dru.
Das ist Motorenöl, Dru.

Dru geliyor mu? Evet.
Kommt Dru bald? Ja.

Sen bir kahramansın Dru.
Du bist ein Held, Dru.

Dru da eskiden görürdü.
Dru hat immer Dinge gesehen.

Eminim özlemiştir, Dru.
Das hat er bestimmt, Dru.

Çocuklar! Dru, emin misin?
Jungs! Dru, bist du sicher?

Biz aile değiliz, Dru.
Wir sind keine Familie, Dru.

Dru, Chloe! Tuhaf, değil mi?
Komisch, oder? Dru, Chloe!

Biz bir aile değiliz, Dru.
Wir sind keine Familie, Dru.

Dru, odaklan! Kal, bak!
Dru, konzentriere dich! Kal, sieh nur!

Lütfen… Dru, bırak gideyim.
Dru, lass mich gehen. Ich bitte dich.

Onunla sohbet etmeme izin verecektin Dru.
Ich sollte es ihm sagen, Dru.

Dru, kardeşine yardım eder misin, lütfen?
Dru, hilf bitte deinem Bruder?

Sisqónun olmadığı Dru Hill konseri miydi?
War das das Dru Hill Konzert ohne Sisqó?

Dru gitmene asla izin vermezdi.
Dru hätte dich nicht wieder gehen lassen.

Asla Kryptonun kurtarıcısı olamayacaksın, Dru.
Du wirst niemals Kryptons Retter sein, Dru.

Dru, Tim nerede biliyor musun? Hadi!
Komm schon! Dru, weißt du, wo Tim ist?

O şimdi Dru ile birlikte, dönüşümü bekliyor.
Er ist bei Dru und wartet auf meine Rückkehr.

Dru, Kal, -Jiaoya bir yatak hazırlayın.
Dru, Kal, richtet Jiao ein Bett her.

Kuş ölmüş Dru. Kafese kapattın, beslemedin ve o da öldü.
Der Vogel ist tot, Dru, weil du ihn nicht gefüttert hast.

Dru… bu dünyayı dize getireceğiz.
Dru, wir werden die Welt in die Knie zwingen.

Bir gün o ve Dru bir iblisi dirilttiler insanları canlı canlı yaktı.
Er und Dru erweckten so einen Dämon. Der verbrannte seine Opfer von innen.

Dru, oğlum başka bir yol bulabiliriz.
Dru, mein Sohn, wir finden einen anderen Weg.

Kal ve Dru, temizlik görevlerinizi unutmayın!
Kal und Dru, ihr seid mit dem Putzen dran!

Dru oturacağımızı ve onu bekleyeceğimizi düşünüyor.
Dru denkt, wir sitzen einfach da und warten auf ihn.