ERKEKLIĞIN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Männlichkeit
• von Maskulinität

Erkekliğin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Erkekliğin 10da 9u nedir?
Was ist aus"10" und"9" geworden?

Yaşlanma ve Erkekliğin Kaybı.
Alterung und verlust der männlichkeit.

Erkekliğin ve kadınlığın.
Die Männlichkeit und die Weiblichkeit.

Sürmanşetleri şöyle:“ Erkekliğin sonu mu?”?
Ehehalt:. Das"Ende der Männlichkeit"?

Bu erkekliğin bir göstergesiydi.
Dies war ein Zeichen von Männlichkeit.

Kalın kaşlar erkekliğin işaretidir.
Buschige Augenbrauen deuten auf Männlichkeit.

Erkekliğin böylemi olduğunu sanıyorlar….
Sie denken, Männlichkeit bedeutet.

Bugünkü tek serüvenin, dik duran erkekliğin.
Heute ist deine Männlichkeit das Abenteuer.

Ama erkekliğin zindeliğinden yoksun.
Aber ihr fehlt es an männlicher Kraft.

Ama bağlasam bile… Erkekliğin benim için fazla.
Denn selbst festgebunden… bist du zu viel Mann für mich.

Erkekliğin müthiş bir örneği.
So ein vollkommenes Beispiel für Männlichkeit.

Kelt savaşçılar güç, güç ve erkekliğin sembolleridir.
Keltische Krieger sind Symbole für Kraft, Stärke und Männlichkeit.

Erkekliğin aptalca olduğunu söylemiştim!
Ich sagte doch, Männlichkeit ist Unsinn!

Daha ziyade beyaz, iyi yapılacak erkekliğin dönüşümünü ifade ediyorlar.
Sie bedeuten vielmehr eine Transformation von weißer, wohlhabender Männlichkeit.

Bunlar“ erkekliğin krizine” mi işaret etmekte?
Klappentext zu„Krise der Männlichkeit?“?

O kadar uzun zaman ayrı kaldın ki erkekliğin tam anlamıyla küçülüyor.
Du warst so lange nicht verbunden, dass deine Männlichkeit buchstäblich schrumpft.

Erkekliğin kendisi bir çeşit hastalık.
Männlichkeit selbst wird damit zu einer Art Krankheit.

Bence oğullarımıza erkekliğin yeni bir tanımını öğretmeliyiz.
Ich denke, wir müssen unseren Söhnen einfach eine neue Definition von Männlichkeit aufzeigen.

Erkekliğin tanımı şimdiden ters düz olmakta.
Die Definition von Männlichkeit ist bereits dabei, sich zu ändern.

Şaraplar Dizeli, Jason Statham veya Gosh Kutsenko hatırla- Bu erkekliğin kişileştirme.
Denken Sie daran, Weine Diesel, Jason Statham oder Gosh Kutsenko- das ist die Personifizierung der Männlichkeit.

Bunlar“ erkekliğin krizine” mi işaret etmekte?
Wird von einer“Krise der Männlichkeit” gesprochen?

Kılavuz ilkeler, erkeklik yaşamında sorunlara neden olabilecek geleneksel erkekliğin bazı yönlerine meydan okumayı amaçlamaktadır.
Die Leitlinien sollen Herausforderung, der sich manche Aspekte traditioneller Männlichkeit, die möglicherweise Probleme verursachen, in den Leben der Männer.

Zehirli erkekliğin kendi Wikipedia girişi bile var.
Toxische Männlichkeit hat sogar ihre eigene Wikipedia-Eintrag.

Hepimizin farklı olduğu ve bir şey olduğunda ruh halinizin Erkekliğin ve cesaretin takdir edildiği toplumlarda bozulabileceği kanaati oluşur.
An8}war den Menschen bewusst, dass wir alle unterschiedlich sind{\an8}Auch in Gesellschaften,{\an8}in denen Männlichkeit und Mut so verehrt wurden.

Erkekliğin de dâhil olmak üzere düşünebileceğin her şey bu işin ucunda.
Alles steht auf dem Spiel. Inklusive deiner Männlichkeit.

ABDdeki toplu katliam faillerinin çoğu, erkekliğin zehirli bir biçimi tarafından güdüleniyor, diyor The Daily Telegraph.
Die meisten Attentäter in den USA werden von einer toxischen Form von Maskulinität angetrieben, klagt The Daily Telegraph.

Erkekliğin bacaklarının arasında duran bir şey olmadığını söyledi.
Sie sagte, Männlichkeit ist nichts, was man zwischen den Beinen hat.

ABDdeki toplu katliam faillerinin çoğu, erkekliğin zehirli bir biçimi tarafından güdüleniyor, diyor The Daily Telegraph.
Die meisten Attentäter in den USA werden von einer toxischen Form von Maskulinität angetrieben, klagt The Daily Telegraph: Sowohl jene, die.

Erkekliğin fena değersiz olmasının nedeni uyuşturucu olarak kullanılabilir.
Der Grund, warum die Männlichkeit schlecht ist, kann Drogen sein.

Kendimiz olmamız için bize fırsat tanıyan ve erkekliğin, kadınlığın nasıl olması gerektiğini söyleyen standartları empoze etmeyen bir dil.
Sprachen, die Raum für unser authentisches Selbst schaffen und nicht den Standard für das aufdrängen, was Männlichkeit und Weiblichkeit bedeuten sollen.