Feribotun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
O feribotun kaptanına 36 yıl hapis.
Oraya gitmek için feribotun gelmesini bekliyoruz.
Feribotun hâlâ bekliyor olmasının imkânı yok.
Arabayla 20 dakikaya feribotun pruvasına yanaşmazsa, kız ölür.
Feribotun zamanında ayrıldığını görmem gerekiyor.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Bu nedenle, şirket çalışanlarının feribotun ne zaman geleceği hakkında hiçbir fikri yoktur.
Feribotun barmeni İngiliz vatandaşı Stephan Killian.
Sen… Seninle sanki abinmiş gibi konuştum, bunu yapmamalıydım. Hayır, seni feribotun orda, sudan çıkardıktan sonra.
Amsterdam feribotunu yakalamaya çalışıyoruz.- Evet.
Ayrıca feribotun ne zaman varacağı konusunda şirket çalışanları da hiçbir fikre sahip değiller.
Kaptan sonra bana feribotun suyun üzerinde gitmediğini söyledi.
Ayrıca feribotun ne zaman varacağı konusunda şirket çalışanları da hiçbir fikre sahip değiller.
Metre uzunluğundaki Sewol adlı feribotun maksimum 900 kişi taşıyabildiği ve 1994 yılında Japonyada üretildiği açıklandı.
Auggie, feribotun işe yarayacağını düşünmüyorum.
Feribotu kaçırdın, değil mi?
Başsız bir ceset feribotla birlikte sürüklenerek geldi.
Ve feribotta kim var?
Demek ki feribotta değilmiş. Katil de öyle.
O halde feribotu bırakmamız gerekmez mi?
Bu Geirmundur Jonssonun feribotla bir bağlantısı yok.
Hadi feribota binelim.
Fakat feribotu soruşturacaksın, değil mi?
Maineden feribotla Yeni İskoçyaya( kanada) geçiyoruz o zaman.
Saat dörtteki feribota yetişmem gerek.
Feribot iskelesinin orada gemim var.
Bugün kalkan feribot için biletiniz var mı?
Feribot yarın sabah saat 10da Doverdan kalkıyor.
Feribot bile çalışmıyor! Nereye kaybolmak?
Ve feribotta kim vardı?
Bu Geirmundur Jónssonun feribotla bir bağlantısı yok.