FLÖRT ETMEYE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu flirten

Flört etmeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Flört etmeye tercih ediyor.
Sie flirten lieber.

Bu kız diğer kızlarla flört etmeye.
Er flirtet mit anderen Mädchen.

Flört etmeye çalışıyorum.
Ich versuche nur zu flirten.

Sadece seninle flört etmeye çalışıyormuş.
Er wollte mit dir flirten.

Peki” diye düşündüm“ Kız kapılmış.”- ta ki benimle açıkca flört etmeye başlayana kadar.
Tja”, dachte ich,“besetzt”- bis diese Frau anfing, sehr deutlich mit mir zu flirten.

Bankerle flört etmeye gideceğim.
Ich gehe mit einem Bank flirten.

Hayır. Yakışıklı Johnnie içeri girdiği gibi… kızla flört etmeye başladı.
Ah nein. Der gutaussehende Johnnie kam hereingeschlendert, fing sofort an, das Mädchen zu umwerben.

Aramaya ve flört etmeye başlayın.
Starten Sie die Suche und flirten.

Bu oyunun amacı Evangelion, okulunuzda güzel kızla flört etmeye çalışıyor.
Das Ziel dieses Spiels ist versucht, mit Evangelion, das schönste Mädchen in der Schule zu flirten.

Online flört etmeye başlayın.
Beginnen sie online mit ihr zu flirten.

Aralarından biri benimle flört etmeye kalkarsa.
Wenn jemand mit mir flirtet.

Sosyal Medya, Flört Etmeye Başlayan Gençlerin İlk Yeri.
Social Media ist der erste Ort für Jugendliche, an dem sie anfangen zu flirten.

Hala pek çok kişi benimle flört etmeye çalışıyor.
Viele versuchen mit mir zu flirten.

Biriyle flört etmeye başladım.
Ich habe angefangen, mit jemandem zu flirten.

Kedinin inisiyatifini bekleyin( dişiler erkekle'' flört etmeye ilk başlayanlar'').
Auf die Initiative der Katze warten(die Weibchen sind die ersten, die mit dem Männchen"flirten").

Seninle biraz flört etmeye hazır halde geldim buraya.
Ich war bereit, hierher zu kommen,- ein bisschen mit dir zu flirten.

Ama bu, kesinlikle başıma gelmiyor. Kürek makinesindeyken bile kameramanımızla flört etmeye fırsat buldu.
Sie ist nicht aufzuhalten und selbst an dem Rudergerät findet sie noch Zeit mit unserem Kameramann zu flirten.

İş yerinde flört etmeye çalışanlar.
Wer beim Flirten am Arbeitsplatz.

Flört etmeye geldiğini sanmıştım, oysa sen kavga etmeye gelmişsin.
Ich dachte, Sie seien gekommen, um zu flirten, doch Sie sind gekommen, um zu streiten.

İki genç flört etmeye başlar.
Die beiden Teenager beginnen zu flirten.

Bir kızla flört etmeye çalıştığın zaman doğru yol ve yanlış yol olarak iki seçenek vardır.
Wenn sie versuchen, mit einem mädchen zu flirten, gibt es den richtigen und den falschen weg.

Derhal askıyla flört etmeye başlar.
Er beginnt sofort, mit ihr zu flirten.

Üniversiteye flört etmeye veya bir adamla tanışmaya… hele ki koca bulmaya hiç gelmedim. Niyetim o değildi ama.
Ich bin nicht hier an der Universität, um zu flirten oder einen Mann zu finden, und ganz bestimmt keinen Ehemann. Das war nicht meine Intention, aber ich.

Seyahat etmek, hayatla flört etmeye benzer.
Reisen ist wie Flirten mit dem Leben.

Kızlar erkeklerle flört etmeye başlarlar ve sırtındaki elbiselerindeki yuvarlaklığın farkına varırlar.
Mädchen fangen an, mit Jungs zu flirten, und sie wiederum bemerken ihre Rundung unter ihren Kleidern.

Birini daha iyi tanıdıkça flört etmeye başlayabilirsin.
Wenn du jemanden besser kennst, kannst du anfangen zu flirten.

Yavaş yavaş flört etmeye başlarsınız.
Fangen Sie langsam an zu flirten.

Johnnie gelir gelmez kızla flört etmeye başladı. Hayır.
Ah nein. Der gutaussehende Johnnie kam hereingeschlendert, fing sofort an, das Mädchen zu umwerben.

Buraya seninle flört etmeye gelmedim.
Ich will nicht mit Ihnen flirten.

Brezilyanın'' sosyalizm, komünizm, popülizm ve aşırı sol ile flört etmeye devam edemeyeceği'' ifadelerini kullandı.
Bolsonaro sagte, Brasilien könne nicht weiter mit"Sozialismus, Kommunismus, Populismus und linkem Extremismus flirten".