GÜNEYDOĞU ASYADAKI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• in Südostasien

Güneydoğu asyadaki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Güneydoğu Asyadaki Mekong Nehri.
Der Mekong in Südostasien.

Frank Lucas malı doğruca Güneydoğu Asyadaki bir kaynaktan alıyor.
Frank Lucas bezieht den Stoff direkt über eine Quelle in Südostasien.

Güneydoğu Asyadaki en uzak yerlerden 7 tanesi.
Der entlegensten Orte in Südostasien.

Fesleğen tohumları uzun süredir Hindistan ve Güneydoğu Asyadaki içeceklerde kullanılıyor.
Basil Samen sind seit langem in Getränken in Indien und Südostasien verwendet.

Güneydoğu Asyadaki askeri rekabeti de kızıştırıyor.
Auch dies dürfte das Rüstungsrennen in Südostasien anheizen.

Gizlice nükleer silah üretmeye başladı. Güneydoğu Asyadaki bazı art niyetli ülkeler.
Haben begonnen, heimlich Nuklearwaffen zu entwickeln. Schurkenstaaten in Südostasien.

Güneydoğu Asyadaki 7 en güzel yer- sizin tarafınızdan seçilmiş.
Die 7 schönsten Orte in Südostasien- von Ihnen ausgesucht.

Hindistanın fiili nükleer hali, Güney ve Güneydoğu Asyadaki en büyük füze potansiyeline sahip.
Der faktische Atomstaat Indien hat das größte Raketenpotential in Süd- und Südostasien.

Güneydoğu Asyadaki çocuklar karides soymak için sömürüldüğünden.
Kinder in Südostasien werden ausgenutzt, um Garnelen zu schälen.

Ancak, Tayland veya Filipinler gibi Güneydoğu Asyadaki destinasyonlara uçuş hizmeti yapmaktadır.
Angeflogen werden aber auch Destinationen in Südostasien wie Thailand oder die Philippinen.

Güneydoğu Asyadaki bazı art niyetli ülkeler gizlice nükleer silah üretmeye başladı.
Schurkenstaaten in Südostasien haben begonnen, heimlich Nuklearwaffen zu entwickeln.

Endonezya ve Jakarta Hakkında Büyüleyici Endonezya Endonezya, Güneydoğu Asyadaki en büyük ülkesidir.
Über Indonesien und Jakarta Enchanting Indonesien Indonesien ist das größte Land in Südostasien.

Güneydoğu Asyadaki terörist grupların elinde… gizlice geliştirdikleri nükleer silahlar var.
Haben begonnen, heimlich Nuklearwaffen zu entwickeln. Schurkenstaaten in Südostasien.

Malezya penangta 1818 yılında inşa edilen st. george kilisesi güneydoğu asyadaki en eski anglikan kilisesidir.
Fertig gestellt, ist die St. George's Church die älteste Anglikanische Kirche in Südostasien.

Uber, Güneydoğu Asyadaki operasyonunu Singapurlu Grabe satacağını duyurdu.
Uber bereitet sich anscheinend darauf vor, sein Geschäft in Südostasien an Singapurs Grab zu verkaufen.

Daha önce de belirttiğimiz üzere Malezya ve Filipinler, ABDnin Güneydoğu Asyadaki en önemli müttefikleridir.
Lange Zeit waren die Philippinen und Thailand für die USA die wichtigsten südostasiatischen Partner.

Pratikte birçok şey Güneydoğu Asyadaki Çinli topluluklar tarafından organize edildi.
In der Praxis wurde vieles über chinesische Gemeinschaften in Südostasien organisiert.

Güneydoğu Asyadaki diğer ülkelerin aksine, Singapurdaki musluk suyunun içilmesi güvenlidir.
Im Gegensatz zu anderen Ländern in Südostasien, ist das Leitungswasser in Singapur sicher zu trinken.

Gibbon“ kelimesi 18. yüzyılın sonlarında Güneydoğu Asyadaki Fransız kolonilerinden Avrupaya getirilmiştir.
Das Wort Gibbon wurde Ende des 18. Jahrhunderts aus den französischen Kolonien in Südostasien nach Europa gebracht.

Güneydoğu Asyadaki Japon kuvvetlerini 12 Eylül 1945te Singapurdaki İngiliz Amiral Louis Mountbattene teslim etti.
Die japanischen Streitkräfte in Südost-Asien kapitulierten erst am 12. September 1945 in Singapur gegenüber den alliierten Streitkräften unter Lord Louis Mountbatten.

Ltd. in İdari Yöneticisiydi ve Boschun Güneydoğu Asyadaki etkinliğinden ve yaklaşık 4200 çalışandan sorumluydu.
Ltd. mit Sitz in Singapur verantwortlich für die Bosch-Aktivitäten in Südostasien mit rund 4.200 Mitarbeitern.

Buna ek olarak, Eisenhower, Güneydoğu Asyadaki komünist tehditlerin durdurulmasına destek vaadinde bulundu.
Darüber hinaus verpflichtete sich Eisenhower, den Stillstand der kommunistischen Bedrohungen in Südostasien zu unterstützen.

Bugüne kadar tarihçiler ve politikacılar, ABDnin neden Güneydoğu Asyadaki savaşı kaybettiğini tartışıyorlar.
Bisher haben Historiker und Politiker darüber gestritten, warum die Vereinigten Staaten den Krieg in Südostasien verloren haben.

Arap İslamının aksine, Güneydoğu Asyadaki İslam güçlü bir şekilde senkretistiktir ve aşırı derecede ılımlı olduğu düşünülmektedir.
Der Islam in Südostasien ist im Gegensatz zum arabischen Islam stark synkretistisch geprägt und gilt als äußerst moderat.

Liman kenti Malakka ile birlikte bu bölgeler, İngilizlerin Güneydoğu Asyadaki önemli ticari üsleri olan Boğaz Yerleşimleri adı verilen bölgeyi oluşturdu.
Zusammen mit der Hafenstadt Malakka bildeten diese Gebiete als so genannte Straits Settlements die handelspolitisch wichtigen Stützpunkte der Briten in Südostasien.

Türlerinin çoğu Güneydoğu Asyada yayılmıştır.
Die meisten Arten sind in Südostasien verbreitet.

Güneydoğu Asya, Hindistanda ve güney Çinde kışı geçirirler.
Den Winter verbringt sie in Südostasien, Indien und Südchina.

Bir telsiz, Güneydoğu Asya dilleri kılavuzları ve… FBIın o bölgedeki korsanlarla ilgili elindeki tüm dosyalar.
Und sämtliche FBI-Akten über Piraten in der Region. Amateurfunkgerät, ein Führer in südostasiatischen Sprachen.

Güneydoğu Asyada internet kafeler çok revaçta. Keyfini çıkar.
Genieß sie. Internetcafés sind in Südostasien echt der letzte Schrei.

Siam haricinde tüm Güneydoğu Asya ülkeleri 19. yüzyılda kolonileşti.
Mit Ausnahme Siams wurden alle südostasiatischen Länder ab dem 16. Jahrhundert kolonialisiert.