GIDIP ORADA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

und dort
ve orada
ve burada
ve şurada
gittim ve orada
ve işte

Gidip orada Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Gidip orada dur tamam mı?
Geh da rüber?
İkiniz de uzak bir yere gidip orada kalın.
Sie beide könnten weit weg fahren und dort bleiben.
Gidip orada yemelisiniz.
Sie sollten dort essen gehen.
Daha iyisi Şamda kayısı, arzu ediyorsanız gidip oradan alın!”.
Und da bleib i dahoam, wenn Sie es wollen!“.
Gidip orada kızımla oturacağım.
Ich muss rüber zu meiner Tochter.
Her türlü Vegasa gidip orada evlenebiliriz. Sağ olun.
Wir könnten noch nach Las Vegas fahren und dort heiraten. Danke.
Gidip orada malzemelere baktım.
Dort wollte ich mir die Waren ansehen.
Belki de çöle doğru gidip, orada etrafa bakmak istersin.
Vielleicht möchten Sie in die Wüste fahren und sich dort umsehen.
Gidip oradakilerin pisliğini birkaç haftada temizleriz.
In ein paar Wochen kommen wir, um für diese Ausländer aufzuräumen.
Bu ülkedeki herhangi bir şehre gidip orada yaşayabilirdik.
Wir -wir hätten in jede Stadt dieses Landes gekonnt und dort leben.
Kanadaya gidip orada ne yer ne içerim?
Wo kann ich in Kanada essen und trinken?
Tamam, tamam. Hadi bakalım kız kardeşinle Aynsleynin evine gidip orada durun!
Okay, lauf mit deiner Schwester zu Aynsleys Haus, und da wartet ihr!
Hastaneye gidip orada bekleyeceğine söz ver.
Versprich mir, dass Du zum Krankenhaus gehst und da bleibst.
Belçika ve Hollanda bu işin yapıldığı merkezler, arabayla gidip oradan alabilirsin.
Von niederländischer und belgischer Seite kannst du mit dem Auto hin.
Ben de sana başkente gidip orada parlamanı söylemiştim.
Und ich habe dir gesagt, dass du nach D.C. gehen und dort glänzen sollst.
Kafamız da yalnızca bir meyhane ya da pavyona gidip orada biraz eğlenmek vardı.
Unser Verstand musste in eine Taverne oder einen Pavillon gehen und dort ein bisschen Spaß haben.
Tunus Carrefoura gidip orada iyi peynirler alabileceğinizi düşünmeyin.
Denken Sie nicht, dass Sie nach tunesischen Carrefour gehen und dort guten Käse kaufen können.
Ve bu grupların bazıları uzaya seyahat edebilen gruplardan olduğundan,Marsa gidip orada koloni kurmuş olabilirlerdi.
Und eine dieser Gruppen waren Raumfahrtgruppen,die auf dem Mars fliegen und dort Kolonien hatten aufbauen können.
Samuel halka,« Haydi, Gilgala gidip orada krallığı yeniden onaylayalım» dedi.
Samuel sprach zum Volk:„Kommt, laßt uns nach Gilgal gehen und dort das Königtum erneuen.
Louis eğer gidip orada sorun çıkarırsan… avukatlarını bize göndermeyen sadece Columbia olmayacak.
Louis, wenn du dort hingehst und Probleme bereitest, dann wird nicht nur die Columbia sondern jede verdammte Schule im Lande.
Gautam Khannanın her zaman Londraya gidip orada bir iş bulma hayali vardır.
Das ganze Leben lang träumt Gautam Khanna davon, nach London zu ziehen und dort zu arbeiten.
Kriptonopolise gidip orada bir üs kurabilir… diğer şehir devletlerine ulaşıp güçlü bir şekilde geri dönebiliriz.
Andere Stadtstaaten erreichen, und wieder in Stärke zurück kehren. Wir können nach Kryptonopolis gehen, dort eine Basis errichten.
Sa.11: 14 Samuel halka,'' Haydi,Gilgala gidip orada krallığı yenidenonaylayalım'' dedi.
Sa 11:14 Samuel sprach zum Volk: Kommt,lasst uns nach Gilgal gehen und dort das Königtum erneuern.
Burada“ Dinle” sekmesine gidip orada“ Bu cihazdan dinle” işlevini etkinleştirmeniz gerekir.
Hier müssen Sie auf die Registerkarte„Listen“ gehen und dort die Funktion„Listen from this device“ aktivieren.
Kafana göre istediğini yazıp… sonra da gidip orada yaşayabileceğini mi sanıyorsun?
Dass du schreiben kannst, was du willst, und dann willst du dorthin gehen und leben wie du willst?
Öğrendiğimiz sihrin bir kısmını kaybedecektik.Bir yere gidip, orada zaman geçirirseniz, projenin kendi kendine gelişmesine izin verebilir, kendi hayatı olmasını sağlayabilirsiniz.
Durch den die erlebte Magie verlorengeht:Wenn man irgendwohin geht und dort Zeit verbringt, kann man ein Projekt organisch wachsen und es ein Eigenleben entwickeln lassen.
Bunları nasıl soruşturacağımı bilemediğim için Pavlusa, Yeruşalime gidip orada bu konularda yargılanmaya razı olup olmayacağını sordum.
Da ich aber mich auf die Frage nicht verstand, sprach ich, ob er wollte gen Jerusalem reisen und daselbst sich darüber lassen richten.
Amacım şehirin hazinesini de yanıma alarak… daha başarılı bir şehire gidip oranın başkanı olmak.
Ich will die Stadtkasse mit in eine aufstrebende Stadt nehmen… und dort kandidieren.
Herkes,'' Gidip orayı işgal edelim!
Alle schreien:„Lasst uns hinfahren und einmarschieren!
Not yazsak dayazmasak da… birisinin gidip orayı temizlemesi gerekiyor. Ama bir de şu yönü var.
Muss das wohl einfach jemand sauber machen. Aber irgendwann,Zettel hin oder her.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0469

Farklı Dillerde Gidip orada

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca