HARDALIN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Senf

Hardalın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Clark, hiç hardalın var mı?
Clark, hast du noch Senf?

Hardalın tadını değiştirecek değil ya.
Ändert den Geschmack von Senf nicht.

Duruma göre değişir. Hardalın var mı?
Kommt drauf an, habt ihr Senf?

Hardalın tadını değiştirecek değilmiş.
Das ändert den Geschmack von Senf nicht.

Wasabi, bu arada, yabanturpu veya hardalın yerini alabilirsin.
Wasabi, übrigens, können Sie Meerrettich oder Senf ersetzen.

Aslında, hardalın var mı diye soracaktım?
Eigentlich wollte ich nach Senf fragen?

Hardalın 2009da trendleneceğine karar verdiğiniz zamanı hatırlıyor musunuz?
Erinnerst du dich, dass du 2009 entschieden hast, dass Senf in den Trend gehen wird?

O susamlı hamburger ekmeği, aşağısındaki ketçap ve hardalın üzerinde… usulca istirahata çekilmiş bir meleğin çilli göğsü gibi.
Das Brötchen wie die sesambesprenkelte Brust eines Engels… das sanft auf dem Ketchup und Senf darunter ruht.

Son sonuç, hardalın bukleler için ne kadar doğru şekilde uyguladığına bağlıdır.
Das Endergebnis hängt davon ab, wie richtig Sie Senf für Locken anwenden.

Zeytinyağlı hardalın saç için denenmesi gerekecek.
Ich werde den Senf mit Olivenöl für die Haare müssen versuchen.

Sarı hardalın hepsini yemeseydin,… giyeceğim Sarı Jimmy kıyafetimden sonraki en iyi kıyafetim.
Das ist meine beste Verkleidung, wenn du nicht den ganzen gelben Senf direkt nach Jimmy Gelbsucht.

Normal şeker, hardalın etkisini her yönde artırır.
Normaler Zucker erhöht die Wirkung von Senf in alle Richtungen.

Beyaz hardalın taneleri siyah hardalın tanelerinden çok daha büyüktür.
Die Samen des Weißen Senfs sind wesentlich größer als die des Schwarzen.

Aslında, hardalın var mı diye soracaktım?
Ich wollte dich eigentlich fragen, ob du Senf hast?

Hardalın antimikrobiyal etkisi üç çeşit bakteri: Escherichia coli, Salmonella ve Listeriaya karşı kanıtlanmıştır.
Die antimikrobielle Wirkung von Senf wurde gegen drei Arten von Bakterien nachgewiesen: Escherichia coli, Salmonella und Listeria.

Bazı durumlarda, hardalın tamamen bir şampuan olarak terk edilmesi gerekir.
In einigen Fällen ist es notwendig, den Senf komplett als Shampoo aufzugeben.

İnsanlar hardalın kravatıma çok yakıştığını bile söylerler.
Sogar der Senf auf der Krawatte steht mir.

Hardallı ve soğanlı.
Senf und Zwiebeln.

Sen hardalsın ben de çeşni.
Du bist der Senf, ich bin die Würze.

Benimki hardallı ve ketçaplı olsun. -Hardallı.
Für mich Senf und Ketchup. -Mit Senf..

Ve hardalı işleyen Dev Burger Çocuğu neredeydi?
Und wo war der Riesen-Burgerjunge, der Senf pisst?

Hardal ve tuz var.
Es gibt Senf und Salz.

Ekstra hardallı. Yılın evladı?
Kind des Jahres. -Mit extra Senf?

Gretchen, göğüslerine hardal döküyormuş gibi yapıyor.
Gretchen kleckert Senf auf ihren Busen.

Sadece hardal ve tavuğun var.
Du hast nur Senf und deine Hühnchen.

Ketçap ve hardalı aynı şişeye koyacaksın?
Ketchup und Senf in der gleichen Flasche?

Yüzümdeki hardala bakın ama söylediklerimi de dinleyin.
Seht euch den Senf in meinem Gesicht an und hört mir zu.

Amanda, hardalı gördün mü?
Amanda, hast du den Senf gesehen?

Hardal ve mayonezli.
Senf und Mayo.

Birisi hardalı verebilir mi?
Können Sie mir den Senf geben?