Hastalanmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Aşkından hastalanmak?
Hastalanmak yasak.
Sen de mi hastalanmak istiyorsun?
Hastalanmak eğlenceli değildir.
Eskisinden daha sık hastalanmak.
Hastalanmak asla harika değildir.
Bu yüzden hastalanmak kolaydır.
Hastalanmak asla harika değildir.
Ama bazen insan hastalanmak istiyor.
Sık hastalanmak ve enfeksiyon kapmak.
Kolay değil. Her hafta hastalanmak zorundayım.
Hastalanmak veya daha sık enfekte olmak.
Yavaş ol. Hastalanmak istemezsin.
Hastalanmak hiç de eğlenceli bir şey değil.
Islak kıllarla dışarı çıkıp hastalanmak arasında bağlantı yok.
Sık Sık Hastalanmak ve Enfeksiyon Kapmak.
Hastalanmak istemiyorum, acı çekmek istemiyorum.
Istediğini alamamak, Beş Kümenin gelişmesi Yaşamak, yaşlanmak, hastalanmak, ölmek, sevdiklerinden ayrılmak, sevmediklerinle karşılaşmak, fâni dünyadaki sekiz cefadır.
Hastalanmak ve tedirgin olmak onlar için günahtır: etrafta dikkatlice dolaşırlar.
Bir daha hastalanmak istemiyordu.
Tekrar hastalanmak istemiyorum. Benden çıkaramazsın.
Hamileyken hastalanmak daha da kötüdür.
Sık sık hastalanmak, bağışıklık sisteminizin zayıf olduğunu göstermez.
Yeniden hastalanmak hiç istemiyorum.
Her hafta hastalanmak zorundayım. Kolay değil.
Yaşlanmak, hastalanmak ve ölmek, zihinsel olan kötü alışkanlıklardır.”.
Bizonun Sevdiği hastalandığında, Yüksekte Uçan Kartal, insanlara.
Sookie hastalandı herhalde.
Kanser yüzünden hastalanıp ölen bir ergen kızın olduğu her şeye bayılıyor.
Galiba temizlikçi hastalanıp işe gelmemiş.