Hazinelerle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hazinelerle Dolu Bir Şehir.
Burası tarihi hazinelerle dolu.
Hazinelerle dolu bir dünyadır.
Hoş bir diyar, hazinelerle dolu.
Kutsal hazinelerle dolu bir apartmanda.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
İçerisi paha biçilmez hazinelerle doludur.
Garaj hazinelerle dolu resmen.
Köylerden çalınan hazinelerle doluydu.
Hazinelerle ilgili bir sürü kitap yazdınız.
O zaman niçin krallığı hazinelerle dolu?
Ona kumdaki hazinelerle ilgili muhteşem hikâyeler anlattım.
Şu an yıkık durumda ama muhtemelen… paha biçilmez hazinelerle dolu.
Sonuç, paha biçilemez hazinelerle dolu bir şehir.
Onun evi karakteri, onun geçmişinden küçük detaylar ve hazinelerle dolu idi.
Doğu onu mücevherlerle ve hazinelerle donanmış olarak görecek.
Ölü Denizin tuzları ve çamurlarının erdemleri Ölü Deniz hazinelerle doludur.
Kamboçya, doğal ve mimari hazinelerle dolu bir krallıktır.
Mısır Turizm Bakanı: Tutankamonun Mezar Odası“ Hazinelerle Dolu”.
Her garaj er geç unutulmuş hazinelerle dolu… bir aile müzesine dönüşür.
Bilinmeyen yolculuğunda, öngörülemez engeller ve hayal edilemez hazinelerle karşılaşacaksın.
Çekici hazinelerle ve güzelliklerle dolu bir dünya ama aynı zaman da, öngörülemeyen tehlikelerle dolu.
Kendi yaptığı, kendi öğrendiği… basit hazinelerle zengin biri. Benim gibi.
Bir mağara var, evlat, Mucizeler Mağarası rüyanda bile göremeyeceğin hazinelerle dolu.
El keşfetmek-bilinmeyen tehditlere ve hazinelerle dolu kalabalık yıldız ve 20 keşfedilmemiş sistemleri hazırlanmış.
Bence onu öldürüp hazinelerinden bir iki tanesini almalıyız.
Ama hazinelerin 6 tanesini zaten toplamış olduğumu bilmiyordu.
Ama Londra Müzesi nde bu hazinelerin Yunanlılar için önemini göz ardı edemeyiz.
Gömülü hazinelerin gücünü asla küçümseme dostum.
Hazinemi beğendin mi?
GERÇEK GÖRÜNTÜ… hazineyi kendi kaçış minibüslerine yüklerler ve sabahın erken saatlerinde ilerlerler.