Hep iki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hep iki paket alıyordun.
Kötü gün. Hep iki metre.
Hep iki soru sorulur.
Aşkın hep iki yanı vardır.
Hep iki sosis alır.
Bonnavese hep iki adamla gezer.
Hep iki adım öndeydin.
Bonnavese hep iki adamla gezer.
Hep iki ay mı vardı?
İntikam alan hep iki mezar birden kazar.
Hep iki adım sonrayı düşünür.
Çocukken hep iki tekerleği seçtim.
Hep iki kişiye yetecek kadar yerdi.
Bu adam bizden hep iki adım öndeydi.
Olduğunu biliyorum. Olayın hep iki yönü.
Ben hep iki elbise yaparım.
Her hikâyenin ardında hep iki hikâye vardır.
Adam hep iki adım önce.
Seni tanıyorum ve hikayenin hep iki tarafı var.
Ben hep iki şey söylüyorum.
Bu is basladigindan beri hep iki adim geridesin, Fitz.
Ben hep iki şey söylüyorum.
İşte, ihtiyar Jonnyyi unutmuştum,onun hep iki olayı olurdu.
Ama hep iki şeyi hedef edindik.
Susan Pratt. Ama hayallerimde, hep iki ceset vardı.
Bizden hep iki adım önde!
Sen hep iki anlamlı, üç, dört, beş anlamlı olmak zorundasın!
Bankalarda, her bölgeyi kapsamak üzere hep iki kamera koyuyorlar. Düşünüyordum da.
Benden hep iki adım önde olduğunu sanırdım.
Gage bizden hep iki adım öndeymiş.- Tamam.