IDDIANAMEYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Isim
Anklage
savcılık
suçlama
i̇ddia makamı
davayı
suçundan
dava
i̇ddianame
davacının
takibat

Iddianameyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Herkes iddianameyi bekliyordu.
Man erwartete eine Anklage.
Sayın Başkan, savcı tanıkları… iddianameyi okumadan mı sorgulayacaklar?
Herr Vorsitzender, sollen die Zeugen vernommen werden, ohne dass die Anklage verlesen wird?
Bu iddianameyi okuduğunuzda.
Wenn man diese Aussage liest.
Bay Larch, iddianameyi duydunuz.
Mr. Larch, Sie haben den Staatsanwalt gehört.
Bu iddianameyi böyle bir savcıya emanet edemezsiniz.
Diese Aussage wird so kein Staatsanwalt unterschreiben.
Mahkeme 15 gün içerisinde iddianameyi inceledikten sonra kabul ya da reddedecek.
Das Gericht wird nach einer 15-tägigen Überprüfung der Anklage dieser zustimmen oder sie ablehnen.
Bu iddianameyi çıkarmam için bana baskı yaptın,… ve şimdi de onu düşürmek mi istiyorsun?
Sie haben mich dazu gebracht, diese Anklage zu erheben, und jetzt wollen Sie sie loswerden?
Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi iddianameyi inceledikten sonra dava açılıp açılmayacağını karara bağlayacak.
Das Oberlandesgericht Frankfurt wird die Anklage prüfen und über die Prozesseröffnung entscheiden.
Şimdi, o iddianameyi okuduğunuz zaman, benim yazdığım kitaplardaki gerçeklerin iddianameye dönüştüğünü net olarak görebiliyorsunuz.
Wenn man jetzt die Anklage liest, sieht man, dass die Wahrheiten in meinen Büchern nun die Anklageschrift bilden.
İddianame tam bir saçmalık.
Die Anklage ist Quatsch.
İddianameyi okudun mu?
Du hast die Anklage gelesen?
Bankalar da hazır. İddianame ise bir saate hazır olacak.
Die Banken sind bereit und die Anklage ist in etwa einer Stunde fertig.
İddianame yok. Üzgünüm Jude.
Keine Anklage. Tut mir leid, Jude.
İddianamedeki ilk itham olan… Stephen Sinclair cinayetiyle suçlanıyorsunuz.
Punkt eins der Anklage beschuldigt Sie des Mordes an Stephen Sinclair.
Savcının iddianamesi her türlü hukuki temelden yoksun, diyor Neue Zürcher Zeitung.
Die Anklage der Staatsanwaltschaft entbehrt jeglicher juristischer Grundlage, kritisiert die Neue Zürcher Zeitung.
Avukat Ralf Stoll iddianamesinde:„ Talimatlar göz ardı edildi.
Anwalt Ralf Stoll begründet die Anklage:„Hinweise wurden ignoriert.
İddianame neye benzer biliyorum.
Ich weiß, wie eine Anklage aussieht.
İddianame değil Harvey.
Es ist keine Anklage, Harvey.
Gezi Parkı” iddianamesi kabul edildi.
Die Gezi Park Anklage wurde angenommen.
ASSOCIATED PRESS: Hariri suikastına ilişkin ilk iddianame mahkemeye sunuldu.
Libanon: Erste Anklage zum Hariri-Mord vorgelegt.
Bir mahkeme en iyi ihtimalle sadece iddianameye konu olan olayı aydınlatabilir.
Ein Gericht kann- im besten Fall -nur das aufklären, was Gegenstand der Anklage ist.
İddianame hazırlanıyor. O içini boşaltıyor!
Die Anklageschriften werden vorbereitet und er plaudert!
İddianame, mahkumiyet diyelim ki bunlar oldu. Olmayacak.
Amtsanklage, Verurteilung, nehmen wir an, es kommt dazu.
İddianame bizim tek şansımız.
Eine Amtsanklage ist unsere einzige Chance.
İddianame çok uzun ve okumanın.
Die Anklageschrift ist lang.
İddianameyi görebilir miyim?
Dürfte ich die Anklageschrift sehen?
Parmak izleri,… iddianame ve salı günü sulh ceza mahkemesinde olmalıyım.
Fingerabdrücke, Anklageschrift, und ich muss am Dienstag zum Amtsgericht.
İddianameyi oku lütfen.
Bitte verlest die Anklageschrift.
İddianame bürokratlar için şöyle diyor.
Denkhilfe für Bürokraten sagt.
Bu iddianamenin de iki kişinin kendisi hakkında verdiği ifadelere ve arama tutanaklarına dayandırıldığı belirtildi.
Obergericht die von ihm angerufenen Zeugen, die diese beiden Sachvorbringen.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0353

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca