Ilk gördüğünde Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Neyi ilk gördüğünde?
Was zuerst sehen?Onun barındaydık. Annen, o adamla beni ilk gördüğünde.
Neyi ilk gördüğünde?
Was zuerst erleben?Ne diyeceğim biliyor musun?” dedi beni ilk gördüğünde.
Du weisst, was ich mache?», fragt er sie beim ersten Date.Beni ilk gördüğünde.
Auf den ersten Blick.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
seni görmekhasar görmüşbir şey gördümgördüğüm kadarıyla
beni gördüğüneburada görmekdünyayı görmekgörmek isterim
seni görmek istedim
yüzünü görmek
Daha
Neden? yüzündeki ifadeyi göreceğim. Çünkü orayı ilk gördüğünde.
Wieso? Ich darf dein Gesicht Beni ilk gördüğünde.
Als sie mich erstmalig sahen.Yaşındaki Valeka Riegel oğlunun yüzünü ilk gördüğünde şoka uğradı.
Die 46-jährige Valeka Riegel war schockiert, als sie ihren Sohn zum ersten Mal sah.Cegesteyi ilk gördüğünde benim yanımda oturuyordu.
Cegeste zum ersten Mal sah.Yaşındaki Valeka Riegel oğlunun yüzünü ilk gördüğünde hayrete düştü.
Die 46-jährige Valeka Riegel war schockiert, als sie ihren Sohn zum ersten Mal sah.Beni ilk gördüğünde şaşırmıştın, değil mi?
Mich zum ersten Mal sahen, oder? Sie waren überrascht,?Daniel zaten Natashayı ilk gördüğünde aşık olmuştur.
Daniel verliebt sich in Natasha, als er sie das erste Mal trifft.Beni ilk gördüğünde neler hissetmiştin hatırlıyor musun?
Was fühltest du beim ersten Anblick von mir?Daha önce tanıştığımızı hissettin mi? Beni ilk gördüğünde,- Hmm?
Hm? Als du mich zum ersten Mal gesehen hast, Cegesteyi ilk gördüğünde benim yanımda oturuyordu.
Wir saßen zusammen, als er Cegeste zum ersten Mal sah.Çünkü nostaljiye kapılmış. Ve seni ilk gördüğünde, yani bacaklarını.
Wurde er ganz nostalgisch. Als er dich zum ersten Mal sah… also, deinen Schenkel, er blickte nicht nach oben.Ian beni ilk gördüğünde bende de benzeri vardı.
Ich hatte'ne ähnliche an, als Ian mich zum ersten Mal gesehen hat.Ve seni ilk gördüğünde, yani bacaklarını, mantıklı,… düşünememiş, çünkü nostaljiye kapılmış.
Als er dich zum ersten Mal sah… also, deinen Schenkel, er blickte nicht nach oben… wurde er ganz nostalgisch.Ben anlık hislere inanırım. Restoranda beni ilk gördüğünde buluşacağın kişinin ben olabileceğimi hiç aklına getirmediğini söylemiştin.
Als Sie mich im Restaurant zum ersten Mal gesehen haben, dachten Sie nicht O gurubu ilk gördüğünde bir terslik olduğunu anlamıştım. Biliyordum!
Ich hab's gewusst. Beim ersten Anblick der Bagage wusste ich, dass da was faul ist!Bu, beni ilk gördüğünde söylediğin şey değildi!
Das Ian beni ilk gördüğünde ben de ona benzer bir şey giyiyordum.
Ich hatte'ne ähnliche an, als Ian mich zum ersten Mal gesehen hat.Prof. Alexander bunu ilk gördüğünde düşündü ki; belki bu sadece farelerle alakalı bir şey. Onlar bizden oldukça farklı.
Als Professor Alexander das zum ersten Mal sah, dachte er, dass das vielleicht eine Besonderheit von Ratten ist.Portreyi ilk gördüğümde genç bir adamdım ve anında aşık oldum.
Ich war noch jung, als ich es zum ersten Mal sah, und habe mich sofort verliebt.Seni ilk gördüğüm andan beri sana aşığım.
Ich liebe dich seit dem Moment, als ich dich zum ersten Mal sah.Portreyi ilk gördüğümde genç bir adamdım ve anında aşık oldum.
Als ich das Portrait zum ersten Mal sah, war es Liebe auf den Seni ilk gördüğümde Monica, dürüstlüğün ve Kevina olan bağlılığın beni çok etkilemişti.
Als ich Sie, Monica, zum ersten Mal sah, rührte mich lhre Ehrlichkeit und lhre Liebe zu Kevin.Arealayı ilk gördüğümde güzel ve cesurdu ama yaralanmıştı ve ölüyordu.
Als ich Areala zum ersten Mal sah, war sie schön, mutig, aber lag im Sterben.Bu herifi ilk gördüğümde, onu İtalyan sandım!
Als ich ihn zum ersten Mal sah, dachte ich, er sei Italiener!Adolfu ilk gördüğümde daha bir çocuktum, o ise bir tanrıydı.
Als ich Adolf zum ersten Mal sah, war ich noch ein Kind und er ein Gott.
