ILTIHAPLANMA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Isim
Sıfat

Iltihaplanma Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kızarıklık, kaşıntı, iltihaplanma… İsilik.
Rötung, Juckreiz, Entzündung -ein Ausschlag.
Iltihaplanma göğsüne ve organlarına geçecektir;
Entzündung geht in die Brust und ihre Organe;
Korkarım ki; beyninde bir tür iltihaplanma meydana gelmiş.
Ich fürchte, dass hier so eine Art Entzündung des Gehirns vorliegt.
Balanitis( sünnetsiz bir penis sünnet derisinin altında iltihaplanma).
Balanitis(Entzündung unter der Vorhaut eines unbeschnittenen Penis).
Hastalıklı gözdeki iltihaplanma aylar ve hatta yıllar sürebilir.
Entzündung des kranken Auges kann für Monate und sogar Jahre dauern.
Aksi takdirde, sürekli kaşıntı,kırmızı kızarıklıklar ve hatta iltihaplanma göreceksiniz.
Ansonsten bekommen Sie konstant Juckreiz,rote Ausschläge und sogar Entzündungen.
Mometazon şişmeyi( iltihaplanma), kaşıntıyı ve kızarıklığı azaltır.
Mometasone verringert Schwellung(Entzündung), Juckreiz und Rötung.
Genel olarak eklem ağrısının iki nedeni vardır:mekanik hasar veya iltihaplanma.
Im Allgemeinen gibt es zwei Ursachen für Gelenkschmerzen:mechanische Schäden oder Entzündungen.
Bu işlem şişme, iltihaplanma ve şiddetli ağrıyı tetikler( 5).
Dieser Prozess löst Schwellungen, Entzündungen und starke Schmerzen aus(5).
Iki küçük azı dişin ileri derecede apse yapmış ve çevrelerinde de iltihaplanma var.
Sie haben einen sehr fortgeschrittenen Abszess in 2 ihrer Prämolaren. Und dazu noch beträchtliche Entzündungen.
Enfeksiyon ve iltihaplanma bir bölgeden diğerine geçebilir.
Infektion und Entzündung können sich möglicherweise von einem Bereich zum anderen bewegen.
Sindirim sistemi boyunca herhangi bir yerdeki iltihaplanma bu normal süreci bozar.
Entzündungen überall im Verdauungstrakt stören diesen normalen Prozess.
Enfeksiyon veya iltihaplanma: Lenf nodları enfeksiyona yanıt olarak şişebilir.
Infektion/ Entzündung: Die Lymphknoten können als Reaktion auf die Infektion anschwellen.
Sıcaklıkta ani bir artış her zaman vücutta bazı iltihaplanma süreçlerinin olduğunu gösterir.
Ein plötzlicher Temperaturanstieg zeigt immer an, dass es im Körper einige entzündliche Prozesse gibt.
Bu enfeksiyöz iltihaplanma, vücudun bir kısmında bol miktarda saç ile meydana gelir.
Diese infektiöse Entzündung tritt an Teilen des Körpers mit einer Fülle von Haaren auf.
Antibiyotikler( penisilin enjeksiyonları) 7-10 gün içinde enfeksiyon ve iltihaplanma için reçete edilir.
Antibiotika(Penicillin Injektion) für 7-10 Tage verschrieben für Infektionen, Entzündungen.
Psoriatik hastalık ile ilişkili iltihaplanma, vücudun birçok bölümünü etkileyebilir.
Die mit Psoriasis-Krankheit verbundene Entzündung kann viele Teile des Körpers betreffen.
Kronik iltihaplanma, herhangi bir belirti veya semptom olmaksızın zamanla vücuda zarar verebilir.
Chronische Entzündungen können den Körper im Laufe der Zeit schädigen, ohne Anzeichen oder Symptome.
Haftada bir kez, kulaklar deşarj ve iltihaplanma açısından incelenir, sülfür çıkarılır.
Einmal pro Woche werden die Ohren auf Ausfluss und Entzündung untersucht, Schwefel wird entfernt.
Ağrı ve iltihaplanma tamamen kontrol ve hatta doğal yollarla ortadan kaldırılmıştır.
Die Schmerzen und Entzündungen können völlig kontrolliert und sogar mit natürlichen Mitteln beseitigen.
Kortikosteroidler, stres tepkilerine katılan steroidler,bağışıklık sistemi, iltihaplanma ve daha fazlası.
Kortikosteroide, die Steroide in Stressreaktionen,das Immunsystem, Entzündungen und vieles mehr.
Bir elin parmaklarındaki iltihaplanma mutlaka diğerinde kendini gösterir.
Entzündungen an den Fingern der einen Hand werden sich zwangsläufig auf der anderen Seite manifestieren.
Bu nedenle, vücutlarımızdaki doğal laktoferrin seviyeleri enfeksiyon ve iltihaplanma zamanlarında yükselir.
Daher steigt der natürliche Lactoferrinspiegel in unserem Körper bei Infektionen und Entzündungen auch an.
Alerjiler, iltihaplanma ve immün reaksiyonlar süt ürünleri tüketiminden kaynaklanabilir.
Allergien, Entzündungen und Immunreaktionen können infolge des Verzehrs von Milchprodukte entstehen.
Basit kuralları gözlemlemek yeterlidir, böylece kaşıntı ve iltihaplanma olmaksızın varlık norm haline gelir.
Es genügt, einfache Regeln zu beachten, damit die Existenz ohne Juckreiz und Entzündung zur Norm wird.
Öyle görünüyor ki, hayvanlar yaşlandıkça, hipotalamusta kronik,düşük dereceli iltihaplanma arttı.
Es scheint, dass, während die Tiere gealtert sind, chronische,niedriggradige Entzündung im Hypothalamus zugenommen hat.
Astım, vücuttaki oksidatif stres ve iltihaplanma düzeylerinde artışla ilişkilendirilmiştir( 28).
Asthma wurde mit erhöhten Spiegeln von oxidativem Stress und Entzündungen im Körper in Verbindung gebracht(28).
Kırmızı alanlar( kılcal damarlardan kaynaklanan kızarıklık,rozasea, iltihaplanma veya şişme sonuçları).
Rote Bereiche(Rötung ausgelöst durch ausgelaufene Kapillargefäßen,Rosacea, Entzündung oder als Ergebnis von Schwellungen).
Bununla birlikte, kronik, uzun süreli iltihaplanma organlara zarar verebilir ve hastalık riskini artırabilir.
Eine chronische(langfristige) Entzündung kann jedoch Organe schädigen und das Krankheitsrisiko erhöhen.
Soya proteini gibi proteinler sindirilmemiş kan dolaşımına girerek immün reaksiyona( iltihaplanma) neden olabilir.
Proteine wie das Sojaprotein können dadurch unverdaut in den Blutkreislauf gelangen, wo sie eine Immunreaktion(Entzündung) auslösen.
Sonuçlar: 94, Zaman: 0.0292
S

Iltihaplanma eşanlamlıları

inflamasyon enflamasyon i̇nflamasyon

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca