Insanî Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bu tür insanî reflekslerim yoktur.
Deki en büyük 10 insanî kriz.
Milyon kişi insanî yardıma muhtaç durumda.
Yardımcı olmak veyardım almak, insanî olmaktır.
Bu, en temel insanî içgüdüdür.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Bu insanî hedefler sizin için çok mu basit?
Bu, en temel insanî içgüdüdür.
Bu insanî sınırlardan kurtulduğunuzu görmek istiyorum.
Örneğin Triton insanî bir misyon değil!
Temel insanî değerler ayaklar altına alınıyor….
Savaşı istememek çok insanî bir durumdur.
Onun için insanî ilişkilerin hiçbir önemi yoktur.
Gereğinde yardım almak son derece insanî bir durumdur.
Esirler, insanî muamele görme hakkına sahiptir.
Bu hit kız hakkında bilmediğiniz bir şey onun insanî kısmı.
Demokrat ve insanî değerlerinin yüksek olduğunu sanıyorum.
Orta Afrika Cumhuriyetindeki üç çocuktan ikisinin insanî yardıma ihtiyacı var.
Bu insanî sınırlardan kurtulduğunuzu görmek istiyorum.
Burada teknik hata da, insanî bir hata da mümkün olabilir.
Bugün, neredeyse Yemendeki çocukların hepsi, hayata kalabilmek için insanî yardıma muhtaç.
Kitabın insanî yönden teması, Sevgi, Mücadele ve Ölümdür.
Onlar utangaç yılanlar; Mümkün olduğunca insanî faaliyetten uzakta yaşıyorlar.
Japon mimar insanî krizlerdeki çalışmalarından dolayı ödüllendirildi.
Kadim diye adlandırdığınız bizler yücelince insanî bağlarımızı geride bırakmamız gerekiyordu.
Zira Eros temel insanî yardıma layık olmayan ıssız, izbe bir çukurdan başka bir şey değil!
Her şeye karşın bunun hakkında kafa yormak… sende bir nebze insanî duygular uyandırmıştır belki.
Bağımsızlık insanî sevapların ve insanlık değerlerinin tek ölçüsüdür.
Her Müslüman bireyin sosyal sorumluluklarından birisi de; dinî ve insanî değerleri göz önünde bulundurmasıdır.
Ancak tek başına insanî yardım, bu insan kaynaklı muazzam kriz için yeterli bir çözüm değildir.
Her Müslüman bireyin sosyal sorumluluklarından birisi de; dinî ve insanî değerleri göz önünde bulundurmasıdır.