ISTILA ETMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• eindringen
• einzumarschieren
• Invasion

Istila etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Cildini istila etmek istememiştim.
Ich wollte nicht in deinen Hautbereich eindringen.

Yakındaki sağlıklı dokuyu istila etmek.
Eindringen in das nahegelegene gesunde Gewebe.

Saldırı ve savunma, istila etmek ve defetmek.
Angriff und Verteidigung, Invasion und Rückschlag.

Dünyayı istila etmek için kurdukları ileri bir askeri karargâhtı.
Dies war ein vorgelagerter Stützpunkt für ihre Invasion der Erde.

Neredensin? Neden dünyayı istila etmek istiyorsunuz?
Woher kommst du und warum wollt ihr die Erde besetzen?

Davidstownu istila etmek gibi bir planları hiç olmamıştı.
Es hatte keinen Plan gegeben, Davidstown zu erobern.

Sonuç olarak, etkilenen bölgelerde patojenik bakterileri istila etmek mümkündür.
Infolgedessen besteht die Möglichkeit des Eindringens pathogener Bakterien in den betroffenen Gebieten.

Enfeksiyonlar sisteminizin istila etmek için daha kolay yapma.
Machen Sie es nicht leichter für Infektionen in Ihr System einzudringen.

Polonyayı istila etmek ve Almanların bağımsızlığını savunan insanları ölüm kamplarına nasıl sokmuşlardı?
Wie war der Einmarsch in Polen und das Einsetzen der Menschen in Vernichtungslager für die deutsche Unabhängigkeit?

Japonlar, adayı Tayland ve Malay Yarımadasını istila etmek için bir üs olarak kullandılar.
Die Japaner nutzten die Insel als Basis für die Invasion Thailands und der malaiischen Halbinsel.

Bebek büyütmek veya Irakı istila etmek kadar karmaşık ve önemli bir şeyi… hiçbir bilgi almadan yapabilmek çok garip.
Ohne Anleitung tun kann. Seltsam, dass man etwas so Kompliziertes und Wichtiges, wie ein Baby zu kriegen oder in den Irak einzumarschieren.

Win. Trojan. Dealply enfeksiyon istila etmek için her zamanki antikalık döner.
Die Win. Trojan. Dealply Infektion wendet sich an die üblichen Possen zu erobern.

Bebek büyütmek veya Irakı istila etmek kadar karmaşık ve önemli bir şeyi… hiçbir bilgi almadan yapabilmek çok garip.
Wie ein Baby zu kriegen oder in den Irak einzumarschieren, Seltsam, dass man etwas so Kompliziertes und Wichtiges, ohne Anleitung tun kann.

Enfeksiyonlar, Enc1 gibi, istila etmek için her zamanki antikalık dönüşüyor.
Infektionen, wie Enc1, wiederum zu den üblichen Mätzchen zu erobern.

Bize göre, erken zafer için mantıklı olan strateji… Batı Pasifiki istila etmek ve Formosayı ele geçirmektir böylece hem Formosa Boğazının hem de Japonyaya karşı bir sıçrama noktasının kontrolünü almış oluruz.
Unserer Meinung nach ist die beste Strategie für einen raschen Sieg… die Besetzung des westlichen Pazifiks und die Eroberung Formosas… damit wir die Meerenge kontrollieren und ein Sprungbrett gegen Japan haben.

Küreselleşmeyi, Batı zincirlerinin diğer ülkeleri“ istila ettiği” tek yönlü bir cadde olarak görüyoruz.
Wir halten die Globalisierung oft für eine Einbahnstraße, in der die westlichen Ketten in andere Länder"eindringen".

Nipah ayrıca akciğer ve böbrek hücrelerini de istila edebilir.
Nipah kann außerdem in Lungen- und Nierenzellen eindringen.

İngiltereyi istila etmem onu neden ilgilendiriyor ki?
Was juckt es denn diese Tante, dass ich in England einmarschieren will?

Evini teröristler istila ettiyse… bilmem gerekiyor.
Muss ich das wissen. Wenn dein Haus mit Terroristen infiziert wurde.

Kasabayı istila ettiler.
Die Stadt wurde überrannt.

Onu görmeleri, tüm ülkeyi istila etmeleri için… onları daha da cesaretlendirir.
Sein__Anblick genügt, jeden Feind zur Übernahme des Landes zu ermutigen.

Bu gezegeni istila ettiğimizi söylüyorlar.
Sie sagen, dass wir diesen Planeten befallen.

George Bushun 2003 yılında Irakı istila etme planını haberleştiren bir grup gazeteci.
Eine Gruppe von Journalisten, die 2003 über George Bushs geplanten Einmarsch in den Irak berichten.

Truvayı istila etmeye kalkışmamız gibi.
Wie damals, als wir in Troja einfallen wollten.

Ayrıca, cyborgsun Chicagoyu istila ettiği yeni bir zihin bükme oyun modu da içeriyor.
Zudem beinhaltet er einen neuen Spielmodus, in dem Cyborgs Chicago überfallen.

Polonya! yı istila ettiniz, Warşovayı ve soyunma odamı.
Sie fallen in Polen ein, in Warschau und in meine Garderobe.

Hatalı yabani otların istila etmediğinden emin olmak için sınırlarınızı haftalık olarak kontrol edin.
Überprüfen Sie Ihre Grenzen wöchentlich, um sicher zu gehen, dass unreine Unkräuter nicht eindringen.

Ve istila ettiğimiz diğer ülkelerin çiftine.
Und einige andere Länder, in die wir einmarschiert sind.

Borglar, korkunç düşmanlarımız, Federasyonu istila etmeye başladılar.
Die Borg, unser tödlichster Feind, haben eine Invasion der Föderation begonnen.

Adı sanı duyulmayan uyuşturucu ve silahlar sokaklarımızı ve okullarımızı istila etti.
Unbekannte Drogen und Waffen überfluten unsere Straßen und Schulen.