Kütüphanedeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tıpkı kütüphanedeki gibi!
Kütüphanedeki Bir Sahne.
Sesli müziklerin tümü, kütüphanedeki şarkılar gösterilecektir.
Kütüphanedeki herkes öldü zaten.
Tamam, bu bebeği kütüphanedeki panter gibi çıkarma zamanı.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Daha
Kütüphanedeki yaşlı bir adam gibi.
Belki… Belki kütüphanedeki kitaptır. Kitap mı?
Kütüphanedeki adamı hatırlamıyor musun?
Hiç birşey. Kütüphanedeki şamdanlı Albay Mustarddı.
Kütüphanedeki sahte duruşma sonrası.
Daha da kötüsü, kütüphanedeki tüm dijital kopyalar da ortadan kaybolmuş.
Kütüphanedeki profesöre şamdanla vurulacak?
Evet, kütüphanedeki bir kitaptan.
Kütüphanedeki elektronik dergileri tarar.
Bu kütüphanedeki bilgisayar mı?
Kütüphanedeki raflarda Arapça kitaplar görülüyor.
Barones kütüphanedeki herkesi görmek istiyor.
Kütüphanedeki bütün çocuk kitaplarını okumuştum…”.
Zaten kütüphanedeki işini de kaybetme noktasındadır.
Kütüphanedeki birileri BDTde bir köstebek ile temasa geçti.
Partikül'' olarak kütüphanedeki herhangi bir film klibini veya grafik sembolünü kullanabilirsiniz.
Kütüphanedeki sınava hazırlık kaynakları/ A1.
Bu kütüphanedeki Detaylı SORGULAR.
Kütüphanedeki font sembolünün simgesini çift tıklatın.
Seni kütüphanedeki Japon mitolojisi bölümüne yönlendirebilirim.
Ya kütüphanedeki onca cd, dvd, kitap ne olacak?
Kütüphanedeki tüm masaları yeniden yerleştirdiklerini biliyor musun?
Kütüphanedeki matematik ve fen kitapları hep sana ait oluyor.
Kütüphanedeki eski bir yıllıkta adını buldum ama fotoğraf yok!
Kütüphanedeki şöminenin üzerinde muhteşem durmaz mı, baba?