KÜTÜPHANEYE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• in die Bibliothek
• in die Bücherei
• in die Stadtbibliothek

Kütüphaneye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Ben kütüphaneye giderim.
Ich gehe in die Bibliothek.

Sonra görüşürüz. Ben kütüphaneye gidiyorum.
Bis später. Ich geh in die Bücherei.

Kütüphaneye git o zaman.
Dann geh in die Bibliothek.

Birlikte kütüphaneye gidin.
Geht zusammen in die Bücherei.

Kütüphaneye gitmem lazım.
Ich muss in die Bibliothek.

Her gün kütüphaneye gidiyor.
Jeden Tag in die Bücherei gehen.

Kütüphaneye gitmem lazim.
Ich muss in die Bibliothek.

Sık sık kütüphaneye gitmeliyiz.
Oft gehen wir in die Bücherei.

Kütüphaneye gitmem gerekiyor!
Ich muss in die Bibliothek.

Öğrenciler kütüphaneye gitmektedir.
Schüler gehen in die Bücherei.

Kütüphaneye gelin, Bayan Holloway.
Ms. Holloway, kommen Sie in die Bibliothek.

Bayan Halloway, kütüphaneye gelin;
Ms. Holloway, kommen Sie in die Bibliothek.

Ben kütüphaneye gidiyorum.
Ich gehe in die Bibliothek.

Bayan Holloway. Kütüphaneye gelin.
Ms. Holloway, kommen Sie in die Bibliothek.

Kütüphaneye gidip sonra da yemek yeriz.
Gehen wir in die Bibliothek und dann essen.

Daha sonra kütüphaneye gitmeliyim.
Jetzt muss ich nachher in die Stadtbibliothek.

Bulduğunuzda da, bu akşam kütüphaneye gelin.
Wenn ihr es habt, kommt heute Abend in die Bücherei.

Emma, kütüphaneye gelmen gerek.
Emma, du musst in die Bücherei kommen.

Tamam. Sonra birlikte kütüphaneye gidelim.
Ok. Gehen wir zusammen in die Bibliothek.

O yüzden, kütüphaneye gittim… ölüm ilanlarını inceledim.
Also ging ich in die Bücherei.

Şimdilik hiç kimse kütüphaneye girmemeli.
Und vorerst geht niemand in die Bibliothek.

Bu gün kütüphaneye iade kitapları götürdüm.
Heute bringe ich Bücher zurück in die Bücherei.

Sarhoş olup gizlice kütüphaneye girdim.
Ich bin betrunken in die Bücherei eingebrochen.

Angela, kütüphaneye git, tamam mı?
Angela, du gehst in die Bibliothek, okay?

Lin Guangyao, Zhu Du, siz kütüphaneye gidin.
Lin Guan-yao, Zhu-dao… Ihr zwei geht in die Bibliothek.

Evet, benim kütüphaneye gitmem gerekiyordu zaten.
Ja, ich muss jetzt sofort in die Bücherei.

Çocuğunuzla düzenli olarak kütüphaneye gidin.
Gehen Sie mit Ihrem Kind regelmäßig in die Stadtbibliothek.

Bu gece kütüphaneye gider şeyi okurum, Pia.
Ich gehe heute Abend in die Bücherei und lese Pia.

Ed, üç gündür kendini kütüphaneye kilitledi.
Seit drei Tagen hat sich Edward in die Bibliothek eingeschlossen.

Buraya kütüphaneye gel, planı konuşalım.
Komm in die Bücherei, wir besprechen den Plan.