KAZIKLAR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Isim
Pflöcke
Eisendornen

Kazıklar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kazıklar hazır olsun!
Spieße bereit!
Sağlık sigortası, kazıklar, yalanlar.
Krankenversicherung, Abzocke, Lügen.
Kazıklar, hani şu.
Stalagmit, das sind die.
Ölümcül kazıklar, dirilmiş cadılar.
Tödliche Dornen, wiederauferstandene Hexen.
Kazıklar bodrum katında!
Die Holzpflöcke sind im Keller!
Bitkileriniz Için Orijinal Kazıklar Yapın.
Machen Sie Originelle Pfähle Für Ihre Pflanzen.
Hey, kazıklar dedi!
Hey, er sagte"Eisendornen"!
Birilerine yardımcı olurum onlar da beni kazıklar.
Ich helfe Leuten und sie bescheißen mich.
Ve kazıklar sahibi Firavna?
Und an Pharao, dem Besitzer der Pfähle?
Bıçaklar, kılıçlar, mızraklar, kazıklar metal bir kutuda geçen bir yüzyıl.
Messer, Schwerter, Lanzen, Pflöcke, ein Jahrhundert in einer Metallkiste.
Ve kazıklar sahibi Firavuna?
Und an Pharao, dem Besitzer der Pfähle?
İkisi beraberce herkesten uzakta,nehrin ortasında, kazıklar üstünde bir ev kurarlar.
Fern von allen anderen machen sie sich daran,mitten im Fluss ein Haus auf Pfählen zu bauen.
Ve kazıklar sahibi Firavna?
Und(mit) Fir'aun, dem Besitzer der Pfähle.
Bu bozuk kumarbazın cennetinde, kazıklar yüksektir ve Ev her zaman kazanır.
In diesem korrupten Spielerparadies sind die Einsätze hoch, und das ''House'' gewinnt immer.
Kazıklar, demir, gümüş, tuz ve bıçak.
Pflöcke, Eisen, Silber, Salz, ein Messer.
Delinmiş ve delinmiş kazıklar benzer bir teknoloji kullanılarak üretilir.
Gebohrte und gebohrte Pfähle werden mit einer ähnlichen Technologie hergestellt.
Kazıklar sahibi( güçlü, kuvvetli) Firavuna?
Und an Pharao, dem Besitzer der Pfähle?
Onlardan önce Nuh kavmi,Ad ve kazıklar sahibi Firavun da yalanlamıştı.
Der Lüge bezichtigten(ihre Gesandten) schon vor ihnen das Volk Nuhs, die'Ad undFir'aun, der Besitzer der Pfähle.
Ve kazıklar( ehramlar) sahibi Firavuna?
Und an Pharao, dem Besitzer der Pfähle?
Onlardan önce Nuh kavmi,Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun da, yalanladılar.
Der Lüge bezichtigten(ihre Gesandten) schon vor ihnen das Volk Nuhs,die'Ad und Fir'aun, der Besitzer der Pfähle.
Ve kazıklar( ehramlar) sahibi Firavuna?
Und(mit) Fir'aun, dem Besitzer der Pfähle.
Bunlara ek olarak, ölümcül tuzaklar, gizli kazıklar ve sadece hayatı tehdit manzara dolu.
Neben ihnen, es ist voller tödlicher Fallen, versteckte Einsätze und nur lebensbedrohlichen Landschaft.
Kazıklar sahibi( güçlü, kuvvetli) Firavuna?
Und(mit) Fir'aun, dem Besitzer der Pfähle.
Antaloor halkının kaderi dengede asılı durur ve kazıklar hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
Das Schicksal von Antaloors Leuten hängt in der Schwebe und der Einsatz war nie höher.
Ve kazıklar( ehramlar) sahibi Firavuna?
Und an Pharao, dem mit den Pfählen,?
Çitin dengesini artırmak için, kazıklar mutlaka 0,5 m gömülmelidir, az değil.
Um die Stabilität des Zauns zu erhöhen, müssen die Pfähle unbedingt 0,5 m, nicht weniger, eingegraben werden.
Kazıklar( çadırlar, ordular) sahibi Firavuna?
Und an Pharao, dem Besitzer der Pfähle?
Bölgemizin etrafında tahkimat yapmaya başlamamız gerektiğine inanıyorum… hendekler ve kazıklar yapmalıyız.
Und die Siedlung mit Gräben und Palisaden zu umgeben. Ich glaube, dass wir beginnen sollten, Befestigungsanlagen zu errichten.
Kazıklar( çadırlar, ordular) sahibi Firavuna?
Und(mit) Fir'aun, dem Besitzer der Pfähle.
Olasılıklar ve kazıklar her bir koşuda eşit olarak dağıtıldı.
Die Wahrscheinlichkeiten und Einsätze wurden in jedem Lauf gleichmäßig verteilt.
Sonuçlar: 49, Zaman: 0.0355

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca