KAZANDIRIYOR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• verleiht
• gewinnt
• spart
• verdient
• verschafft
• verleihen
• verdienen
• sparen
• verschaffen

Kazandırıyor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Zaman kazandırıyor.
Spart Zeit.

Bunu başarmak için para kazandırıyor.
Ihr Geld verdient Leistung.

Golf kazandırıyor.
Der Golf gewinnt.

Bu yöntem vakit kazandırıyor.
Es spart viel Zeit.

Her kart kazandırıyor- 500$ a kadar nakit!
Jede Karte gewinnt- bis zu $500 in Cash!

Bana epey zaman kazandırıyor.
Spart viel Zeit.

Bu da G Flexe benzersiz formunu ve dayanıklılığını kazandırıyor.
Das verleiht dem G Flex seine einzigartige Form und Haltbarkeit.

Facebook Kazandırıyor.
Facebook gewinnt.

Ve bu sırada sana tonlarca para kazandırıyor.
Und Sie verdienen dabei tonnenweise Geld.

Hastaya zaman kazandırıyor.
Der Patient gewinnt Zeit.

Bu parmaklıklar insana düşünecek zaman kazandırıyor.
Diese Gitter verschaffen einem Zeit zum Nachdenken.

Barem Kart Kazandırıyor.
Gewinnt mindestens eine Karte.

Büyük Gün bloğuma bir ivme kazandırıyor.
Der'Großartigste Tag gewinnt in meinem Block an Bedeutung.

Okula para kazandırıyor.
Mit der Schule Geld verdienen.

İyi geldiği filan yok. Sadece zaman kazandırıyor.
Sie stabilisieren nicht, man gewinnt höchstens Zeit.

Hangilerinin daha çok para kazandırıyor merak edilmektedir.
Fragt sich nur mit welchem der beiden mehr Geld verdient wird.

Tabii soracaklar. Hıyar herif onlara para kazandırıyor.
Der Arsch verdient ja Geld für sie. Na klar fragen sie.

Ben de size o madalyayı kazandırıyor olacağım.
Und ich würde Ihnen diesen Orden verdienen.

Dolayısıyla bu size müthiş bir taktiksel avantaj kazandırıyor.
Das verschafft euch einen großen, taktischen Vorteil.

Çünkü çok zaman kazandırıyor,” dedi tüccar.
Weil sie ungeheuer viel Zeit sparen", sagte der Kaufmann.

Dolayısıyla bu size müthiş bir taktiksel avantaj kazandırıyor.
Dies verschafft ihnen einen großen taktischen Vorteil.

En çok bu oyuncular kazandırıyor.
Diese Schauspieler verdienen am meisten.

Yığılmış konutlar ve dükkanlar adaya benzersiz bir görünüm kazandırıyor.
Die gestapelten Gehäuse und Geschäfte verleihen der Insel ein einzigartiges Aussehen.

Francis? Bilgilerin bize zaman kazandırıyor. Alo?
Hallo? Ihre Informationen verschaffen uns Zeit. Francis?

IAAN hastalığı belli yaşın altındaki çocukları ya öldürüyor ya da özel güçler kazandırıyor.
Auf der Erde bricht eine Krankheit aus, die Kinder tötet oder ihnen besondere Kräfte verleiht.

Bu da şirketlere zaman kazandırıyor.
Das spart Zeit auch für die Unternehmen.

Cilt üzerinde gerçekten çarpıcı görünüyor ve size etnik ve geleneksel bir görünüm kazandırıyor.
Es sieht wirklich umwerfend auf der Haut aus und verleiht Ihnen ein ethnisches und traditionelles Aussehen.

Bunu başarmak için para kazandırıyor.
Von ihnen haben dagegen Geld verdient.

Sakinleştirici renkler tasarıma daha gerçekçi bir görünüm kazandırıyor.
Die beruhigenden Farben verleihen dem Design ein realistischeres Aussehen.

Dinle… nakil bize sadece zaman kazandırıyor.
Hören Sie, die Transfusion verschafft uns nur Zeit.