Koklamaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Koklamaya devam et.
Sonra, ben de koklamaya başladım.
Şaşırtıcı buluyorum.- Ben bir koridorda bir telekızı koklamaya hazırlanıyorum.
Beni koklamaya başladı.
Ben bir koridorda bir telekızı koklamaya hazırlanıyorum.
Görmeye ve koklamaya bayılıyorum! Ben her şeyi duymaya.
Biliyor musun, bu aralar durup gül koklamaya vakit ayırıyorum.
Eğer insanları koklamaya başlayacaksan, ben tuzlu kraker almaya gidiyorum.
Şimdi oturuyorum ve çok fazla koklamıyorum, sadece saçlarımı koklamaya başlarsam.
Ben bir şey koklamaya çalışmıyorum.
Eğer diğer köpek de durursa,iki karşılamak ve birbirlerini koklamaya izin verin.
Ona dokunmaya onu koklamaya hazır mısınız?
Ek olarak, solunum sisteminin spesifik yapısı uyku sırasında horlamaya ve sık sık koklamaya neden olur.
Yoksa sizi koklamaya çalışırlar.
Kirpi, görme engellidir ve duymalarına ve yiyecek bulmasına yardımcı olmak için işitme ve koklamaya güvenir.
Bakalım tutkal koklamaya başlaman ne kadar sürecek?
Bunula beraber, şehirler, yerleşim alanlarını yeniden nasıl organize edeceklerini düşünmeye başladılar. Böylece insanlar yavaşlamaya,gülleri koklamaya ve birbirleriyle iletişim kurmaya teşvik ediliyorlar.
Köpeğiniz zemini koklamaya başlarsa, dışarı çıkma zamanı gelebilir.
Her şey güzelleştiğinde,şampuanda koklamaya başladıktan sonra- en önemli özellik değil.
Şarabımı koklamaya… ve konuştuğunu bilen biri gibi davranmaya devam edeceğim.
Hadi kokla şunu.
Kokladım da.
Şimdi… Beni kokla, ve nasıl olmuş söyle.
Kokla şunu.
Kokla şunu.
Tenini koklamak istiyorum.
Kokla şunu!
Etrafı kokluyor… -Gel. -Odama girdi!
Koşturup gülüp oynamana,kıçları koklamana falan… izin verecektim ama yok.
Etrafı kokluyor… -Gel. -Odama girdi!