KOVALARKEN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Fiil
jagt
avlamak
avlanmak
kovalamak
takip
ava
avcılık
peşinde
kovalar
uçurmak
peşindeler
verfolgen
takip
izlemek
izleyebilir
izleyebilirsiniz
kovalamak
peşinden
izler
peşindeler
musallat
nachjagt
kovalamak
peşinde
takip
jagten
avlamak
avlanmak
kovalamak
takip
ava
avcılık
peşinde
kovalar
uçurmak
peşindeler
jagte
avlamak
avlanmak
kovalamak
takip
ava
avcılık
peşinde
kovalar
uçurmak
peşindeler

Kovalarken Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hırsızı kovalarken öldü.
In der Jagst Einbrecher starb.
Onu kovalarken bu aklında olsun.
Behalte dies im Hinterkopf, wenn du ihn verfolgst.
Vampir bizi kovalarken, biz.
Während der Vampir uns jagte.
Belki… öleceksin. Servet ve şöhret kovalarken.
Du stirbst auf der Jagd nach Reichtum und Ruhm.
Adam beni kovalarken, siz kapıya gidin.
Wenn der Typ mir nachjagt, geht ihr zur Tür.
Köpek gibi araba kovalarken.
Indem ich Autos jage wie ein Hund.
Bu gemiyi kovalarken 6 adamımı kaybettim ben.
Ich verlor sechs Männer auf der Jagd nach dem Schiff.
Bir köpek bir kediyi kovalarken.
Und wenn ein Hund die Katze jagt.
Tribünde topu kovalarken onu durdurmaya çalıştım.
Versuchten ihn davon abzuhalten, einem Ball hinterherzujagen.
Uyuşturucu bağımlısı bir pisliği kovalarken ölmem.
Ich könnte getötet werden, während ich einen drogensüchtigen Drecksack verfolge.
Bu kişiler hedeflerini kovalarken çok kararlıdırlar.
Diese Leute sind sehr hartnäckig, wenn sie ihr Ziel verfolgen.
Bunu düşürdüler, ben deüstüne düştüm ve polis onları kovalarken çantaya attım.
Sie ließen es fallen,ich fiel drauf und als die Polizei sie jagte, nahm ich es.
Servet ve şöhret kovalarken öleceksin.
Du stirbst auf der Jagd nach Reichtum und Ruhm.
Sen onu kovalarken bir yere saklamış olmalı.
Er muss sie irgendwo versteckt haben, als du ihn verfolgt hast.
Ayrıca bu iki tür yunus, köpekbalıklarını kovalarken geçici ittifak halinde oluyorlar.
Und die zwei Arten formen auch kurzfristige Allianzen, wenn sie Haie vertreiben.
Hayır. Sizi kovalarken ölüme atlamış oldu, değil mi?
Nein. Er stürzte in den Tod, als er Ihnen nachjagte, nicht wahr?
Bu yüzden bebeğini kaybetti. O uyuşturucu bağımlısını kovalarken… o kadına ateş ettin ve.
Sie jagen den Junkie im Park und treffen dabei die Frau, die deshalb ihr Kind verliert.
İnsanlar bazan onu kovalarken çok büyük riskler alırlar.
Manchmal gehen Leute auf der Jagd danach große Risiken ein.
Sularında görgü tanıkları,plakası olmayan siyah bir Mustangi bu adamı kovalarken görmüşler.
Starb gegen 22:00 Uhr. Zeugensahen einen schwarze Mustang, keine Kennzeichen, auf der Jagd nach diesem Kerl.
Neden herkes seni kovalarken başkasına pas atamıyorsun?
Warum kann man ihn nicht zu andern werfen wenn man dich jagd?
Sadece en küçük dachshund hızlı ve ürkütücü bir şekilde hayvanları kovalarken, aynı yolları da geçiriyorlardı.
Nur die kleinsten Dackel jagten schnell und geschickt Tiere aus und passierten die gleichen Wege wie sie.
Ancak bu adamlar bizi kovalarken Narim rahat rahat hareket edebildi.
Aber während diese Jungs uns verfolgten… Konnte Narim fliehen.
Bilinmeyen bir adam dağ yolundan aşağı sürerken yüzü olmayan adamları bir adamı kovalarken görür.
Als eine unbekannter Mann die Bergstraße hinunter fährt sieht ein gesichtslose Männer die einen anderen Mann verfolgen.
Siz barbarlar kovalarken zavallı hayvanın ne yapmasını bekliyordunuz ki?
Was soll ein armes Tier denn tun, wenn ihr Barbaren es jagt?
Bu senaryolardan bir tanesi, dinozorların sinekleri kovalarken uçmaya başladıklarını varsayar.
Eine dieser Szenarien gibt vor, dass einige Dinosaurier anfingen zu fliegen als sie Fliegen jagten.
Siz heykeli kovalarken Madeline ile anlaşmaya varıyordum.
Sie haben sie. Während Sie die Statue jagten, habe ich mich mit Madeline versöhnt.
Ben, Jake ve Marissayı dairede kovalarken Maureen de bol bol içti.
Maureen spülte, während ich Jake und Marissa durch das Apartment gejagt habe.
Antony, Octavianı kovalarken… Agrippa gemileri Antonynin arkasına çekecek.
Während Antonius Oktavian jagt. Agrippa wird sie hinter Antonius ziehen.
Babamın da dediği gibi… bir sincabı kovalarken, fındıklarını yemeye hazır olsan iyi olur.
Sei bereit, seine Nüsse zu essen. Willst du ein Eichhörnchen jagen.
Tepelerde koyun kovalarken, Patrick her türlü havada, günde yüz defa dua etti.
Während er Schafe auf den Hügeln jagte, betete Patrick hundert Mal am Tag bei jedem Wetter.
Sonuçlar: 41, Zaman: 0.0363
S

Kovalarken eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca