KOYU RENK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• dunkel
• dunkle
• dunkelbraunen
• dunkles
• dunklen
• einfarbige

Koyu renk Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Koyu renk gözlü.
Dunkle Augen.

Kanatlı. Koyu renk.
Dunkel, Flügel.

Koyu renk lifler.
Dunkle Fasern.

Bir sıvı, koyu renk.
Eine Flüssigkeit, dunkel.

Ve koyu renk çizgileriz!
Und dunkle Streifen!

Tony.- İdrarım çok koyu renk.
Dein Urin ist zu dunkel. -Tony.

Uzun, koyu renk saçları var.
Langes, dunkles Haar.

Oradaki toprak koyu renk.
Unter den Baracken ist die Erde dunkel.

Koyu renk saçlı olan mı?
Die mit den dunklen Haaren?

Ispanyol, koyu renk giyinmiş.
Latino, dunkel gekleidet.

Koyu renk saçlıydı.- Gençti.
Sie war jung. Dunkles Haar.

Birazcık. Koyu renk çizgili elbise.
Ein bisschen. Der dunkle Nadelstreifenanzug.

Koyu renk kıyafetler giyiyordu.
Er trug dunkle Kleidung.

Teşekkürler. Koyu renk takım elbisen var mı?
Haben Sie einen dunklen Anzug? Danke?

Koyu renk saçlı olan mı?
Die mit den dunklen Haaren?- Nein,?

Gözler mümkün olduğunca koyu renk olmalıdır.
Die Augen sollten so dunkelbraun wie möglich sein.

Koyu renk saçlı, senin boylarında.
Dunkle Haare, Ihre Größe.

Mavi ve donuk ve koyu renk kumaşları gecenin.
Die blauen und die düsteren und die dunklen Tücher der.

Koyu renk, kahverengi saçı vardı.
Er hatte dunkle Haare, braun.

Küçük kızının odası için koyu renk perdeler istemişti.
Er wollte einfarbige Gardinen für ein Mädchenzimmer.

Koyu renk saçları var, Milwaukeden.
Er hat dunkles Haar, ist aus Milwaukee.

Küçük kızının odası için koyu renk perdeler istemişti.
Er wollte einfarbige Vorhänge für das Zimmer seiner Tochter.

Koyu renk çizgili elbise.- Birazcık.
Ein bisschen. Der dunkle Nadelstreifenanzug.

Uçları kıvrılmış koyu renk saçları, duştan dolayı hala ıslaktı.
Seine knapp kinnlangen dunkelbraunen Haare waren noch feucht von der Dusche.

Koyu renk gözleri var ve çok korkunç.
Sie hat dunkle Augen und ist furchteinflößend.

Siyah bir palto giyiyormuş, muhtemelen deri… Koyu renk bir tişört ve koyu renk bir pantalon.
Schwarze Jacke, möglicherweise Leder, dunkles T-Shirt, dunkle Hose.

Koyu renk saçları var, yaklaşık şu boylarda.
Und ist etwa Sie hat dunkles Haar so gross.

Evinin çatı penceresinden dakikalarca koyu renk elbiseler giymiş dört kişiyi izlemişti.
Durch das Dachfenster ihres Hauses habe sie mehrere Minuten lang vier dunkel gekleidete Personen beobachtet.

Koyu renk saçları var, yaklaşık şu boylarda.
Und ist etwa so gross. Sie hat dunkles Haar.

Küçük gelen koyu renk giysilerini getir. Volkanını yapacağız.
Wir bauen deinen Vulkan. Hol alle dunklen Kleider, die dir nicht mehr passen.