Kuzeydeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kuzeydeki çorak topraklarda.
McCavern ve adamlari kuzeydeki askerkerimiz olacak.
Kuzeydeki duvara gidin.
Yaşındaki Güney Koreli kadın 65 yıl sonra kuzeydeki oğlunu görebilecek.
Kuzeydeki her çocuk bilir.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
kuzey kore
kuzey amerika
kuzey afrika
kuzey carolina
kuzey kutbu
kuzey ışıkları
kuzey koreli
kuzey avrupa
kuzey dakota
kuzey tarafında
Daha
Fiillerle kullanım
Önce kuzeydeki uçuruma git.
Kuzeydeki sorunlarla ilgili.
O burada! Kuzeydeki Gansit Binası!
Kuzeydeki küçük bir kasabadanım.
Dokuzlar, kuzeydeki her şeyi siz alırsınız.
Kuzeydeki merdiven boşluğunu al.
Sally Hammond, kuzeydeki karayolunda ilerliyormuş.
Kuzeydeki birimlerle temas kur asker.
Kilometre kuzeydeki bir hapishanede kalıyoruz.
Kuzeydeki gerçek güç sen olacaksın.
Tahliye için kuzeydeki sığınaklara taşınıyoruz Bu kaos.
Kuzeydeki kralliktan Prenses Eva.
Üç bin kilometre kuzeydeki Birani eyaletinde… sorunlar başlamak üzereydi.
Kuzeydeki tüm hanelere ihtiyacımız yok.
Süre sonra Tarsis kuzeydeki bütün dünya ile olan bağantısını kopartmışı.
Kuzeydeki büyük vadiyi mi denesek?
Hokkaido en soğuk ve en kuzeydeki Japon adasıdır ve tartışmasız en iyi toz karını alır.
Kuzeydeki dükkân sahiplerini tehdit ediyorlar.
Reykjavik, dünyanın en kuzeydeki başkenti, İzlandadaki bilimsel ve ekonomik merkezdir.
O kuzeydeki en büyük takas noktasıydı.
Sürdürülebilir Fawkner, Melbourneun kuzeydeki Fawkner banliyösündeki Fawkner Community Houseda aylık gıda ürünleri takası düzenliyor.
Kuzeydeki depoya götür… oralarda oynasın.
Delta, kuzeydeki merdivenlere bak.
Kuzeydeki Labrador Denizinden haberler var.
İkiniz kuzeydeki yürüyüş parkurunu kontrol edin.