LEZYONUN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Lezyonun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Lezyonun derinliğine bağlı olarak.
Je nach Tiefe der Läsion.
Fakat çok şükür, lezyonun sınırları belli ve hepsini çıkarabilirim.
Hoffentlich hat die Läsion klare Ränder und ich kann sie entfernen.
Lezyonun yeri nedeniyle kliniğin geri kalanı.
Der Rest der Klinik aufgrund der Lage der Läsion.
Gün 5 ve yaralanma sonrası 22 arasında, lezyonun büyüklüğü stabilize.
Zwischen den Tagen 5 und 22 nach der Verletzung, die Größe der Läsion stabilisiert.
Lezyonun asimetrisi en sık not edilir;
Am häufigsten wird die Asymmetrie der Läsion festgestellt;
Gastritte ağrı şiddetli ve zayıf olabilir- lezyonun derecesine bağlıdır.
Schmerzen bei Gastritis können stark und schwach sein- es hängt vom Ausmaß der Läsion ab.
Lezyonun boyutu ve şekli üç faktöre bağlıdır.
Die Größe und Form der Läsion hängt von drei Faktoren ab.
Tedavinin taktiklerini doğru bir şekilde seçebilir ve lezyonun alanını ve alanını belirleyebilir.
Er kann die Taktik der Behandlung richtig wählen und die Fläche und Fläche der Läsion bestimmen.
Doz miktarı lezyonun genişliğine uygun olmalıdır.
Die Dosierung sollte angemessen sein, um die Breite der Läsion.
Lezyonun bölgesi keskin bir şekilde artar, komedonlar daha da büyür.
Die Zone der Läsion nimmt stark zu, die Komedonen werden noch größer.
Tedavi, alerjenin ve lezyonun lokal tedavisinin ortadan kaldırılmasını içerir.
Die Behandlung besteht darin, das Allergen und die lokale Behandlung der Läsion zu eliminieren.
Lezyonun bölgesi şiddetli kaşıntı ve hoş olmayan duyumlara neden olur.
Der Ort der Läsion verursacht starken Juckreiz und unangenehme Empfindungen.
Birkaç dakika sonra, doktor lezyonun derecesini değerlendirebilir ve hastalığın nedenini belirleyebilir.
Nach ein paar Minuten kann der Arzt das Ausmaß der Läsion beurteilen und die Ursache der Krankheit identifizieren.
Lezyonun derecesine bağlı olarak, bir veya daha fazla operasyon tipi kullanılır.
Abhängig vom Ausmaß der Läsion wird die eine oder andere Art von Operation verwendet.
Her seferinde ilacın lezyonun yakın bölgesine uygulanması gerekir: sol, sağ bademcik, boğaz merkezi.
Jedes Mal ist es notwendig, das Medikament auf den unmittelbaren Bereich der Läsion anzuwenden: linke, rechte Mandel, Kehlzentrum.
Lezyonun derecesini gösterir ve bu nedenle etkili bir tedavi planlamasına izin verir.
Es zeigt das Ausmaß der Läsion und ermöglicht daher die Planung einer wirksamen Therapie.
Lezyonun ilk aşamalarında, Griseofulvin gibi tırnak mantarından çocuklar için ilaçlar kullanılır.
In den ersten Stadien der Läsion werden Medikamente für Kinder aus Nagelpilz wie Griseofulvin eingesetzt.
Lezyonun karışık doğası- dismorfizm veya izomorfizmin baskın olduğuna dair hiçbir işaret yoktur.
Die gemischte Natur der Läsion- es gibt keine Anzeichen für das Vorherrschen von Dysmorphismus oder Isomorphismus.
Lezyonun ilk aşamasında, tedavi edici verniklerin kullanımı ve kanıtlanmış halk ilaçlarının kullanımı etkili olacaktır.
Im Anfangsstadium der Läsion wird die Verwendung von medizinischen Lacken und die Verwendung bewährter Volksheilmittel wirksam sein.
İlaçlar yeni lezyon oluşumunu önlemeye yardımcı olur.
Die Medikamente helfen, die Bildung neuer Läsionen zu verhindern.
Kan değerleri normal, lezyonlar da yok oldu. Bayılma da kalmadı.
Blutdruck normal, Verletzungen sind verheilt, und keine Blackouts mehr.
Bu kırmızı lezyonların yeni çıktığını söyledi.
Diese roten Läsionen sind neu.
O lezyonların sebebi şarbon.
Diese Läsionen stammen von Anthrax.
Lezyonları da orada gördük Ajan Einstein.
Dort sahen wir die Läsionen, Agent Einstein.
Karaciğerinizdeki lezyonlar, pankreas kanseri olduğunuzu gösteriyor.
Die Läsionen Ihrer Leber könnten die Metastasen eines Pankreaskrebs sein.
Lezyon yok, şimdilik taş da yok.
Bisher keine Läsionen oder Steine.
Ama Crohn lezyonları onu kesmeden tedavi edilebilir.
Aber wenn man seine Läsionen behandeln kann.
Önemi yok. Lezyonların yeri yanlış. -Zannetmiyorum.
Denk ich nicht. Die Läsionen sind am falschen Platz.
Bu lezyonlar karaciğerin arkasına uzanıyor gibi duruyor.
Die Läsionen dehnen sich wohl hinter der Leber aus.
Tüm lezyonlara ulaşmak için kesip açmak zorunda kaldık.
Alles wurde entfernt und keine Organe wurden beschädigt. Wir mussten Sie aufschneiden, um alle Läsionen zu entfernen.
Sonuçlar: 38, Zaman: 0.0227

Farklı Dillerde Lezyonun

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca