MÜKAFATI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Isim
Lohn
ücret
mükafatı
maaş
ödül
karşılığı
cezası
ecir
ödeme
ücretler
Belohnung
ödül
mükâfat
karşılığını
ödüllendirme
sevabını
ecir

Mükafatı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Onun mükafatı ise ahirette.
Sein Lohn war das Jenseits.
Hak ettiğimiz mükafatı almaya.
Wir bekommen unseren gerechten Lohn.
Mükafatı da mağfirettir.
Und die erlangte Vergebung bezahlt.
Her zaman bir mükafatı vardır.
Und immer gibt es eine Belohnung.
Yarına içelim, Papaz malını alacak,biz de hak ettiğimiz mükafatı.
Auf morgen, wennder Reverend seine Ware bekommt und wir unseren gerechten Lohn.
Ahiret mükafatı ise dahabüyüktür.
Aber der Lohn des Jenseits ist gewiß.
Güzel davrananların mükafatı işte budur!
Das ist der Lohn der Gutes Tuenden!
İşte onların mükafatı Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlerdir.
Der Lohn jener ist Vergebung von ihrem Herrn und Gärten, durcheilt von Bächen, ewig darin zu bleiben.
Tabii tüm bunların mükafatı da verilecek.
Belohnt wird das ganze natürlich auch.
İşte onların mükafatı Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlerdir.
Deren Lohn ist Vergebung von ihrem Herrn und Gärten, unter denen Bäche fließen; darin werden sie ewig weilen.
Güzel davrananların mükafatı işte budur!
Und dies ist die Belohnung für die Muhsin!
İşte onların mükafatı Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlerdir.
Für diese ist ihre Belohnung Vergebung von Ihrem HERRN und Dschannat, die von Flüssen durchflossen sind, in denen sie ewig bleiben.
İyi hareket edenlerin mükafatı işte budur.
Und dies ist die Belohnung für die Muhsin.
Kim Allah ve Resulü uğrunda hicret ederek evinden çıkar dasonra kendisine ölüm yetişirse artık onun mükafatı Allaha düşer.
Und wer aus seinem Haus hinausgeht, um zu Gott und seinem Gesandten auszuwandern, unddann vom Tod ereilt wird, dessen Lohn obliegt Gott.
Bak ne güzeldir mükafatı o iyi amel işleyenlerin!
Wie trefflich ist der Lohn derjenigen, die(gut) handeln!
Harika bir günbatımı ise mükafatı oldu.
Ein grandioser Sonnenuntergang war die Belohnung.
Gerçekten de Rabbinin mükafatı daha hayırlıdır ve o, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
Doch der Lohn deines Herrn ist besser; und Er ist der beste Versorger.
Bu ay sabır ayıdır, sabrın mükafatı ise cennettir.
Er ist der Mondmonat der Geduld; und der Lohn der Geduld ist das Paradies.
Gerçekten de Rabbinin mükafatı daha hayırlıdır ve o, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
So ist die Löhnung deines HERRN besser. Und ER ist Der Beste der Rizq-Gewährenden.
Kim bağışlar ve barışı sağlarsa,onun mükafatı Allaha aittir.
Und wer verziehen und sich versöhnt hat,so obliegt dessen Belohnung ALLAH.
İşte onların mükafatı Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlerdir. Çalışanların ücreti ne güzeldir!
Für diese besteht ihr Lohn aus Vergebung von ihrem Herrn und aus Gärten, durch die Bäche fließen; darin werden sie ewig sein, und herrlich ist der Lohn der Wirkenden!
Eğer bilirlerse ahiretin mükafatı elbette daha büyüktür.
Doch die Belohnung des Jenseits ist noch größer, würden sie es nur wissen.
Resulullah( SAV):“'' -Her canlı için yapılan iyiliğin mükafatı vardır.''.
Prophet Muhammad(saw): Es gibt einen Lohn für jedes lebende Wesen, dem Gutes getan wird.
Kim işini güzel yaparak özünü Allaha teslim ederse,onun mükafatı, Rabbinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Doch wer sich Allah hingibt und Gutes tut,der hat seinen Lohn bei seinem Herrn; und diese werden weder Angst haben noch werden sie traurig sein.
Bir kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder,bağışlarsa onun mükafatı Allaha aittir.
Und die Vergeltung für eine Schlechtigkeit ist eine ähnliche Schlechtigkeit. Und wer verziehen und sich versöhnt hat,so obliegt dessen Belohnung ALLAH.
Yalnızgeçirdiğim son bir yılın mükafatı böyle bir gece olmamalıydı?
Ich war ein ganzes Jahr alleine. Musste ich mit so einer Nacht belohnt werden?
Her kim Allaha ve Peygamberine hicret etmek maksadıyla evinden çıkar dasonra kendisine ölüm yetişirse, kuşkusuz onun mükafatı Allaha düşer.
Und wer aus seinem Haus hinausgeht, um zu Gott und seinem Gesandten auszuwandern, unddann vom Tod ereilt wird, dessen Lohn obliegt Gott.
Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise:'' Size yazıklar olsun;Allahın mükafatı, inanıp yararlı iş işleyenler için daha iyidir!
Und diejenigen, denen Wissen zuteil wurde, sagten:"Euer Untergang!ALLAHs Belohnung ist besser für denjenigen, der den Iman verinnerlichte und gottgefällig Gutes tat!
Bununla birlikte müzakereler sırasında yanımda yer alıp düşmanımı çözmeme yardım edersen karşılığında servetin ötesini ve mükafatı konuşuruz.
Aber steht bei den kommenden Verhandlungen an meiner Seite, helft mir, meine Gegner zu lesen, und wir werden weiter von Reichtum und Belohnung sprechen.
İman edip de( kötülüklerden) sakınanlar için ahiret mükafatı daha hayırlıdır.
Der Lohn des Jenseits aber ist besser für jene, die glauben und(Allah) fürchten.
Sonuçlar: 55, Zaman: 0.0461

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca