Nefret etse Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tüm dünya senden nefret etse.
Herkes nefret etse de bana sempatik geliyor.
Bu yüzden herkes ondan nefret etse bile.
Benden nefret etse bile buna üzülmezdim.
Herkes bu yüzden ondan nefret etse bile.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
merak etmeteşekkür etmektakip etziyaret etmekfark ettimkontrol etmektedavi etmekdans etmekkabul etmekelde etmek
Daha
Zarflarla kullanım
Daha
Benden nefret etse de, tembelin tekidir.
Jo bunun için benden nefret etse de etmese de.
Bu geleneği bozmaya niyetim yok. Her ne kadar Jeremy bundan nefret etse de.
Hemşireler ondan nefret etse İsa ne yapardı?
Babanı hep sevmişimdir, cesaretimden nefret etse bile.
Benden hep nefret etse de onu hep sevmişimdir.
Benden zaten nefret ediyorsun. Onlar da nefret etse ne olur?
Kabul etmekten ne kadar nefret etsem de Tyler konusunda haklıydın.
Ben hep seveceğim.Diğer herkes nefret etse bile.
Benden nefret etse bile nasıl olur da bir tablo bile alamam?
Bir anne olmak zor şeyleri başarmakla alakalıdır,bu yüzden senden nefret etse bile.
Ünlüler senden nefret etse de ışıkları üstünde tutman için sana ihtiyaçları var.
Kavita, özellikle yeni yıl şarkımızla çok gurur duyuyoruz çünkübu her ne kadar katolik kilisesi LGBT olarak bizden nefret etse de, bizim dini inanışlara açık olduğumuzu gösteriyor.
Blink 182 birbirinden nefret etse de… yıllarca berbat bir grup olarak kalmayı başardı.- Kesinlikle.
Ve leah sırıtarak ekliyor,'' Kavita, özellikle yeni yıl şarkımızla çok gurur duyuyoruz çünkü bu her ne kadar katolik kilisesi LGBT olarak bizden nefret etse de, bizim dini inanışlara açık olduğumuzu gösteriyor.
İnan bana benden nefret etse de ölmüş bir kahramandan çok… yaşayan bir çocuğu tercih ederdim.
Dünya senden nefret etse kötü görse bile vicdanın rahatsa ve sen suçlu olmadığına inanıyorsan hiç arkadaşsız kalmazsın.
Benden nefret etmeyi öğrenme.
Geçmişten nefret ediyorum.
Muhtemelen Taranın benden nefret ettiği gibi o da senden nefret ediyor.
Nefret ettiğim bir yer.
Yakınındaki birinden nefret etmek çok daha zordur.
O an nefret ettim ondan.
Ondan niye nefret ettiğini biliyorum.
Nefret ettiğim şu sahte mahkeme programları hariç.