Nispeten Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Nispeten düşük.
Vatandaşlık nispeten zordur.
Yani, nispeten yeni bir olay?
Bu değişiklik nispeten küçüktür.
Nispeten normal bir hayat sürebilir?
İnsanlar da tercüme ediyor
Güzel. -Bu nispeten sağlıklı.
Nispeten, bu çok daha küçük bir risk.
Dünya bana nispeten iyi davrandı.
Nispeten önemsiz olduğunu biliyorum ama tüm kedilerim kayıp.
Ilaç avantajı nispeten düşük bir fiyattır.
Nispeten yakın. Durum raporu. Geriye kalan dört yarışmacı birbirlerine.
Tamam, dinle, şirkette nispeten yenisin. Küpe.
Bu da nispeten, bulunmalarını kolaylaştırır.
Katılan LBWCC maliyeti nispeten düşüktür.
Chris nispeten yeniydi.
Aksine diğer hastalıklar,yağı yardımcı olur nispeten hızlı bir şekilde.
Burası nispeten temiz olduğu için şanslı sayılırız.
Bongossi genellikle kesilmiş kereste olarak nispeten ucuz bir şekilde sunulur.
Davut nispeten düzenli olarak camiye geliyor.
Ve ben kardiyoyla ilgili nispeten, çok az deneyimim oldu.
Nispeten küçük olan bu grup İsanın kaç imanlı takipçisinden oluşacaktı?
Ve bu üreticiler nispeten ucuz olarak kabul edilir.
İlk bakışta, şap veya beton zemin üretimi nispeten pahalı görünüyor.
Yağ boyaları nispeten yavaş kurur, bu yüzden sabırlı olun.
İnsan bedeni et ve kemikten ibarettir, ki nispeten yoğunluğu bellidir.
Termografi, burada da nispeten düşük yatırım maliyetleri ile açıkça öne çıkar.
Örneğin, su üzerinde temel yağlar çok daha popüler ve nispeten ucuz.
Ve diğer üçünün, nispeten genç olanların, öldüğünden?
Bu, nispeten küçük yedek parça fren balatası için inanılmaz derecede fazla bir yüklenmedir.
Garnizon kenti Ravalpindide nispeten sakin bir atmosfer hakim.