OLARAK ONA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

ihn als
biri olarak
olarak o
kendisi hem
ihr als
olarak sizler
olarak
olarak ona
sie als
olarak sizin
olarak
olarak onu
olarak seni
olarak ona
olarak sana
daha
ihm als
biri olarak
olarak o
kendisi hem

Olarak ona Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Direkt olarak ona bakın.
Schau sie direkt an.
Çünkü bileziği sevgimin bir göstergesi olarak Ona ben verdim.
Ich habe es ihr als Zeichen der Zuneigung geschenkt.
Çırak olarak ona ihtiyacım var.
Ich brauche sie als Lehrling.
Yukihira, aşçı yardımcısı olarak ona yardım edeceksin.
Yukihira, du unterstützt sie als Souschef.
Anne olarak ona neler okudunuz?
Was hast Du als Mutter dazu gelernt?
Bu, erkek arkadaşı olarak ona ilk hediyem.
Es ist mein erstes Geschenk als ihr Freund.
İlk olarak ona bomba yapıcı deme.
Erst mal nennst du ihn nicht"Bombenbauer.
Geçmişimizin bir sembolü olarak ona ben vermiştim.
Ich schenkte sie ihr, als Symbol unserer Vergangenheit.
Bir doktor olarak ona yardımcı olamayacağımı söyledim.
Ich konnte ihr als Arzt nicht helfen.
Kıdemli meslektaşı ve amiri olarak ona duyduğum sevgiden.
Aus Liebe als sein älterer Kollege und Vorgesetzter.
Birini ayarlayabileceğini söylemişsindir? Belki de arkadaşı olarak ona,?
Sagten Sie ihr als Freund, Sie könnten ihr etwas besorgen?
Bir demokrat olarak ona güvenin olmalı.
Man muss ihm als Demokraten vertrauen.
Sharpa ve Khamlung Rinpocheler tercümanları olarak ona katıldılar.
Die Rinpoches Sharpa und Khamlung waren als seine Übersetzer mit dabei.
Biz de tam olarak Ona benzemek istiyoruz.
Und uns will scheinen, als sei sie dem.
Sen kırmızı et püresi ile başlayan ve parmak gıda olarak ona vermek için devam edebilir.
Sie können mit roten Fleisch Püree beginnen und gehen es ihr, als Fingerfood zu geben.
Hayır, babası olarak ona önemli bir şey söylemem gerek.
Nein. Ich muss ihr als Vater.
Bir sürü yaşam süresi ve yeniden doğum boyunca rahibe,büyücü ve şifacı olarak ona hizmet verdim.
Und über verschiedene Lebzeiten, undInkarnationen… Ich habe ihr als Priesterin, Zauberin und Heiler gedient.
Dostları gelirse koz olarak ona ihtiyacımız var.
Wir brauchen ihn als Druckmittel, wenn seine Leute kommen.
Tanrı olarak ona katılmak için kendimi Caitlinden arındırmalıyım.
Um mich ihm als Gott anzuschließen, muss ich mich von Caitlin heilen.
Ona dedim ki'' Arkadaş olarak ona saygı duyuyorum canım.
Ich sagte ihr: Süße, ich respektiere ihn als Freund.
Polis olarak ona dosyayı inceleme yetkisi vermeye izinleri olmadığını söylemişlerdi.
Sie hätten ihm gesagt, dass sie als Polizei nicht befugt seien ihm Akteneinsicht zu gewähren.
Ben de hoş geldin hediyesi olarak ona ecstasy alırım diye düşünmüştüm.
Auf jeden Fall möchte ich ihr als Willkommensgeschenk… Ecstasy besorgen.
Son haftalarda Karenla tartışmalar yaşadığımız gerçek… yine de rakibim olarak ona saygım vardı.
Dass Karen und ich in letzter Zeit nicht der gleichen Meinung waren. Nichtsdestotrotz, ich habe sie als Gegenspieler respektiert.
Hem bir sporcu hem de bir hayranı olarak ona karşı çok fazla saygı duyuyorum.”.
Vor ihm als Mensch und als Sportler habe ich höchsten Respekt.».
Bir rakip olarak ona saygım vardı, şimdi de müttefik olarak saygım var.
Ich habe ihn als Gegner geschätzt. Heute schätze ich ihn als Verbündeten.
Ve geldiği sırada… siz iki yürekli vatandaş olarak ona yardım etmeye karar verdiniz.
Kam, um ihn festzunehmen… und fand euch zwei aufrechte Bürger, die ihm bereitwillig helfen.
Dolayısıyla bir yönetmen olarak ona tekrar şarkı söyletmek benim için çok heyecan vericiydi!
Wieder unter ihm als Dirigenten singen zu dürfen ist deshalb eine ganz besondere Freude!
Lambaların yerleştirilmesi itibaren ortam ışığının derecesine ve bir erkek olarak ona algılanmasına bağlıdır.
Aus der Platzierung der Lampen hängt von dem Grad des Umgebungslichts und der Wahrnehmung von ihm als Mensch.
Kim de iyi işler yapmış bir mümin olarak Ona gelirse, işte onlar için de yüksek dereceler vardır.
Wer zu Ihm als Gläubiger kommt, der rechtschaffene Werke getan hat, für jene gibt es die höchsten Rangstufen.
Sonra bana neden hiç kimsenin bu işlemi kabul etmeyeceğini anlattı kesinlikle kendi değil, tıbbı ataerkillik denen kavram yüzündenmiş ve bu,benim yetkin uzmanım olarak ona, benim adıma karar verme yetkisi veriyormuş.
Er erklärte mir dann, warum niemand dem Eingriff zustimmen würde-- er schon gar nicht-- wegen des Ansatzes des medizinischen Paternalismus,der es ihm, als meinem informierten medizinischen Betreuer, erlaubt, Entscheidungen für mich zu treffen.
Sonuçlar: 37, Zaman: 0.0535

Farklı Dillerde Olarak ona

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca