ONU INKAR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

sie ihn verleugnen
leugneten sie
inkar
reddediyor musun

Onu inkar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Artık onu inkar etmeyin.
Verleugnen Sie diese nicht.
Yoksa Peygamberlerini tanımazlar mı ki onu inkar etmedeler?
Oder kennen sie ihren Gesandten nicht, so daß sie ihn verleugnen?
Güven bana onu inkar etmenin bir faydası yok.
Es hat keinen Sinn, sie zu leugnen. Vertrau mir.
Yoksa peygamberlerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkar.
Oder erkennen sie ihren Gesandten nicht, so dass sie ihn verleugnen?
Böyleyken Onu inkar ettiler.
Kim onu inkar etse, beni inkar etmişdir.
Und schaute dann ungläubig, wenn ich verneinte.
Böyleyken Onu inkar ettiler.
Und doch verleugnen sie Ihn.
Ya da kendi elçilerini tanımadılar mı ki, şimdi onu inkar ediyorlar?
Oder kennen sie ihren Gesandten nicht, so daß sie ihn verleugnen?
Dudaklarım onu inkar edebilir ama gözlerim edemez.
Meine Lippen können es leugnen, meine Augen jedoch nie.
Yoksa resullerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?
Oder erkennen sie ihren Gesandten nicht, so dass sie ihn verleugnen?
Kanepede onu inkar tamamen 3 gün içinde neredeyse ürkek hepimiz hakim'' den'' davranışları değişti.
Verweigern ihm die couch komplett verändert hat, sein Verhalten aus"dominiert uns alle" fast ängstlich in 3 Tagen.
Veya peygamberlerini tanımadılar da; bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?
Oder kennen sie ihren Gesandten nicht, so daß sie ihn verleugnen?
Onlar Allahın nimetini tanıyır, sonra ise onu inkar edirler ve onların çoğu kafirdirler.''.
Sie erkennen Allahs Gnade und leugnen sie hernach ab, und die meisten von ihnen sind ungläubig.
Yoksa, kendilerine gönderilen elçiyi tanımadıkları için mi onu inkar ediyorlar?
Oder kennen sie ihren Gesandten nicht, so daß sie ihn verleugnen?
Daha önce kafirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki( Tevratı) doğrulayan bir kitap gelip de( Tevrattan)bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkar ettiler.
Und als zu ihnen ein Buch von Allah kam, das bestätigend, was ihnen vorlag und zuvor hatten sie(Ihn) um den Sieg angefleht über diejenigen, die ungläubig waren; alsaber zu ihnen das kam, was sie schon kannten, da leugneten sie es.
Elinizdekini( Tevratın aslını) tasdik edici olarak indirdiğime( Kurana)iman edin. Sakın onu inkar edenlerin ilki olmayın!
Und glaubt an das, was Ich als Bestätigung dessen herabgesandt habe,was bei euch ist, und seid nicht die ersten, die dies verleugnen!
Daha önce kafirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki( Tevratı) doğrulayan bir kitap gelip de( Tevrattan)bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkar ettiler.
Und als von Allah ein Buch zu ihnen kam, das bestätigend, was ihnen bereits vorlag- und zuvor hatten sie um einen entscheidenden Sieg über diejenigen, die ungläubig waren,angerufen-, als nun das zu ihnen kam, was sie kannten, verleugneten sie es.
Yoksa Peygamberlerini henüz tanımadılar da bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?
Oder kennen sie ihren Gesandten nicht, so daß sie ihn verleugnen?
Onlar Tanrıyı bilmek ikrar,ama onların eserleri ile Onu inkar.”.
Sie sagen sie kennen Gott,aber mit den Werken verleugnen sie ihn.".
MÜMİNUN 69-Yoksa peygamberlerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?
Oder erkennen sie ihren Gesandten nicht, so dass sie ihn verleugnen?
Elmalılı Hamdi Yazır 69-Yoksa peygamberlerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?
Oder erkennen sie ihren Gesandten nicht, so dass sie ihn verleugnen?
Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerdi,bildikleri gelince onu inkar ettiler.
Und als ein Buch von Gott zu ihnen kam, das bestätigte, was bei ihnen war- zuvor pflegten sie um den Sieg über die zu bitten, die nicht glauben-, als nun zu ihnen kam, was sie kannten,da verleugneten sie es.
Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerdi,bildikleri gelince onu inkar ettiler.
Und als zu ihnen ein Buch von Allah kam, das bestätigend, was ihnen vorlag und zuvor hatten sie(Ihn) um den Sieg angefleht über diejenigen, die ungläubig waren; als aber zu ihnen das kam, was sie schon kannten,da leugneten sie es.
Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerdi,bildikleri gelince onu inkar ettiler.
Und als von Allah ein Buch zu ihnen kam, das bestätigend, was ihnen bereits vorlag- und zuvor hatten sie um einen entscheidenden Sieg über diejenigen, die ungläubig waren, angerufen-, als nun das zu ihnen kam,was sie kannten, verleugneten sie es.
Allahın nimetini biliyorlar,sonra da onu inkâr ediyorlar.
Sie kennen ALLAHs Gabe,dann leugnen sie diese ab.
Hem Allahın nimetini bilirler,sonra da onu inkâr ederler.
Sie kennen ALLAHs Gabe,dann leugnen sie diese ab.
ALLAHın nimetlerini çok iyi tanıdıkları halde onları inkar ederler.
Sie kennen ALLAHs Gabe, dann leugnen sie diese ab.
Tabiki hayır, Onu inkâr etmemiştir!
Aber immerhin verleugnen sie Ihn nicht!
Ama bunun için açıkça sorarlarsa, onları inkar edemez.
Aber wenn sie offen Fragen, man kann sie leugnen.
Onu inkâr etmemiştir.
Und nicht, sie abgeleugnet.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.033

Farklı Dillerde Onu inkar

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca