ORAYA GELIP ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

dahin gekommen

Oraya gelip Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
İnsanlar Musayla beraber oraya gelip.
Da kam das Volk zu Mose.
Oraya gelip sana yardım edeceğim.
Ich komme rauf und helfe dir.
Tianna. Eğer o silahın olmasaydı, oraya gelip… Sus.
Tianna, sei still! Hättest du keine Waffe, käme ich rüber und.
Oraya gelip sana sarılacağım.
Ich komme bald, um dich zu umarmen.
ENBiYA 21-99 Eğerbunlar tanrılar olsalardı, oraya gelip girmezler idi!
Diese Götter gewesen,sie wären nicht dahin gekommen; doch!
Oraya gelip seni geri alacağız.
Wir kommen dorthin nach. Und holen dich.
ENBiYA 21-99 Eğerbunlar tanrılar olsalardı, oraya gelip girmezler idi!
Wären diese Götter gewesen,sie wären nicht dahin gekommen;!
Oraya gelip kendim göreceğim.
Ich fahre runter und überzeuge mich selbst.
Beni spreylemeyi kes,sersem, yoksa oraya gelip seni öperim.
Mich vollzuspritzen, Süße,sonst komm ich rüber und küss dich.
Oraya gelip sana yardım edebilirim.
Ich kann rein kommen und euch helfen.
Yanında olmak istiyorum ve oraya gelip yanında olacağım.
Ich will bei dir sein und ich werde rüberkommen, um bei dir zu sein.
Oraya gelip bütün petrolünüzü alacağız.
Wir kommen dahin und nehmen euer Öl.
Hayır, hayır. Ben oraya gelip dilini tuttuktan ve senin.
Nein, nein, shh, nachdem ich dort reinkomme und dir die Zunge rausziehe, durch dein.
Oraya gelip kimse sana bir şey söylemedi mi.
Niemand ging dort hoch und erzählte dir nichts.
İyi, şayet basına konuşmayı kesmezsen oraya gelip kemiklerini kıracağım.
Na gut. Wenn du nicht aufhörst, flieg ich hoch und brech dir beide Arme.
Oraya gelip seninle konuşmak istiyor.
Er will an Bord kommen und er will reden.
Bana bak, Los Angelesa git vebu işi temizle, yoksa ben oraya gelip seni temizleyeceğim. Ve ciddiyim!
Ich sage dir,fahr nach LA und stelle das klar oder ich komme rüber und stelle was klar!
Tamam, oraya gelip onu senden alacağım.
Alles klar, ich komme rüber, ich nehme sie dir ab.
Çünkü bu insanlar TVde sürekli suç programları izliyorlar ve oraya gelip her suç olayında DNA, saç ve bunun gibi şeyler bekliyorlar.
Weil die sich jede Menge Krimiserien im Fernsehen angucken. Und die kommen da rein und enNarten, dass an jedem Tatort Dinge gefunden werden wie DNA, Haare und was weiß ich.
Oraya gelip elveda demelimiyim hayır!
Soll ich runterkommen und mich verabschieden oder… Nein!
Çiçek hastalığından tam da kurtulduğumuzu sandığımız anda virüs geri geldi. ÇünküTatanagar kentindeki şirket işçileri çekmeye başladı, oraya gelip çalışacaklardı.
Als wir die Pocken beinahe ausgerottet hatten,kamen sie zurück, weil die Arbeiterstadt Tatanagar Tagelöhner anlockte, die dahin kamen, um eine Arbeit zu bekommen.
Oraya gelip Eugene ve seni ziyaret edebilir miyim?
Könnte ich rüber kommen, um Sie und Eugene zu sprechen?
Ya da masalarla, sandalyalerle, bilgisayar ekipmanları ile, yazılım, internet erişimi, belki bir buzdolabı, ya da bir kaç başka şey, ve çalışanlarından ya da gönüllülerinden,her gün oraya gelip iyi iş çıkarmalarını beklerler.
Sie stellen da Tische hin, Schreibtische, Stühle, Computerzubehör, Software, Internetanschluss, vielleicht einen Kühlschrank und ein paar andere Sachen, und sie erwarten von ihren Angestellten oder ihren Ehrenamtlichen,dass sie jeden Tag dahin kommen, um sehr gute Arbeit zu tun.
Nasıl oraya gelip Rusyanın üslerini vurdular?
Wie sind sie dahin gekommen und haben russische Basen angegriffen?
Oraya gelip ayak parmaklarınızı ısırıp koparacağım. Ama bunlardan kurtulduğum zaman.
Aber wenn ich hier raus bin, komme ich rüber zu euch und beiße euch die Zehen ab.
Belki ben… oraya gelip sana arkadaşlık edebilirim.
Rüberkommen und dir Gesellschaft leisten. Na ja, vielleicht könnte ich.
Benden oraya gelip size yardım etmemi istemediğinize emin misiniz?
Seid ihr sicher, dass ihr wollt, dass ich da nicht auftauche, euch heraushelfe,?
Çocukken oraya gelip, yetişkin birisi olarak çıkıyorsun.
Sie gehen als Kinder hinein und kommen als Erwachsene heraus.
Neden sordun? Oraya gelip seninle kalabilir miyim diye merak ettim?
Wenn ich dort bin, könnte ich vielleicht bei dir wohnen. Warum?
Eğer oraya gelip seni dövmek zorunda kalırsam yaparım.
Wenn ich da reinkommen muss, um es aus dir rauszuprügeln, werde ich das tun.
Sonuçlar: 479, Zaman: 0.0408

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca