PANTOLONLU ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Hose
• Buxe
• Hosen

Pantolonlu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Yeşil pantolonlu.
Grüne Hose.

Pantolonlu ise Lola.
Sie war Lola in Hosen.

Nasılsın, pantolonlu?
Wie geht's, Buxe?

Dar pantolonlu falan.
Enge Hosen.

Sıra, beyaz pantolonlu.
Bahn 20. Weiße Hose.

Beni pantolonlu bir restoran yendi!
Ich wurde von einem Restaurant mit Hose besiegt!

Biyikli? Dar pantolonlu?
Dicker Kerl, Schnauzer, enge Hose?

Pantolonlu bir kadın görmeye alışık değilim.
Ich bin eine Frau in Buxe nicht gewohnt.

Tek uzun pantolonlu ben varım.
Es war die einzige lange Hose.

Mavi tişörtlü, siyah pantolonlu.
Blaues Shirt, schwarze Hose.

Pantolonun! Pantolonlu bir düğün.
Hose! -Eine Hochzeit mit Hose.

Yüzme bilmeyen ben değilim, pantolonlu.
Ich kann schwimmen, Buxe.

Lacivert pantolonlu ve pudra mavisi gömlekli olan.
Dunkelblaue Hosen, babyblaues T-Shirt.

Şüpheli mavi t-shirtlü ve beyaz pantolonlu.
Blaues Hemd, weiße Hose.

Neden pantolonlu değilsin? Ne yapıyorsun?
Warum hast du keine Hosen? Was ist hier passiert?

Siyah tişörtlü, çizgili pantolonlu?
Schwarzes Shirt, gestreifte Hose?

Aynı şeyi pantolonlu takım giyen ortağı için de yapıyorum.
Ich tue dasselbe für seine Hosen tragende Partnerin.

Olay kontrolüm altında, pantolonlu.
Ich hab alles unter Kontrolle, Buxe.

Gerçekten mi?- Pantolonlu bir hanımefendi tehlikeli değil.
Sind Sie aber nicht. Eine Frau in Hosen ist nicht gefährlich.

Şu boylarda, kapüşonlu, koyu renk pantolonlu!
So groß etwa, Kapuzenpulli, dunkle Hose.

Kısa saçlı, şapkalı ve pantolonlu bir kadın… erkek gibi görünür.
Eine Frau mit kurzem Haar, mit Hut und Hose, geht als Mann durch.

Adı Arnie, topallayarak yürüyor, yeşil ceketli, kahverengi pantolonlu.
Der Name ist Arnie, Schuss in der Dose, grüne Jacke, braune Hose.

Beyaz gömlekli ve siyah pantolonlu bir erkek cesedi.
Uhr 59: L: Leiche eines Mannes, mit weissem Hemde und schwarzer Hose bekleidet.

Pantolonlu, Philadelphiada yaşayan, hiç yağmayan ama akan şey nedir?
Was hat vier Hosen, lebt in Philadelphia und regnet nie, sondern gießt?

Moda ve rahatlık tanrıçası olmak üzere pantolonlu kıyafetler.
Outfits mit Hosen als Göttin der Mode und des Komforts.

Beyaz kemerli, beyaz pantolonlu, beyaz ayakkabılı, arkaya geç. Gidelim babalık.
Weiße Hose, weißen Gürtel, weiße Schuhe, hinten rein. Los, Opa.

Otele yerleşirken… otelin giriş kapısının önünde resmi kıyafetli… ve çizgili pantolonlu bir adam duruyordu.
Vor dem Hotel stand ein Mann in einem Cut und gestreiften Hosen.

Birden tüm hanımları pantolonlu, erkekleri ise elbiseli hayal ettim.
Ich hatte nur eine Vision, darin trugen alle Damen Hosen und die Männer Kleider.

Pantolonlu kesilmiş bir alan/ kamyon şoförü ceketi olan bir gömlek.
Ein Hemd mit einer abgeschnittenen Feld-/ Fernlastfahrerjacke mit Hosen.

Osama Bin Laden ailesi birlikte İsveçte( Sağdan ikinci, yeşil kazak ve mavi pantolonlu), 1970.
Die Familie von Osama bin Laden(zweiter von rechts, grünes Hemd und blaue Hosen) auf Besuch in Schweden 1970.