PENGUENDEN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Pinguin
• vom Penguin

Penguenden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Ben penguenden biraz farklıyım.
Ich bin etwas mehr als Pinguin.

Dayan dostum. Ne zamandır Penguenden para alıyorsun?
Halt durch, Kumpel. Wie lange nimmst du schon Geld von Pinguin?

Size Penguenden istediğiniz her şeyi vereceğim.
Ich gebe euch alles, was ihr von Pinguin wollt.

Curtis, bizim sen ve Penguenden başka ailemiz yok.
Curtis, du und der Pinguin, ihr.

Penguenden çalmaya çalıştığına göre, epey aptal olmalısın.
Du musst echt bescheuert sein, wenn du versuchst, Pinguin zu beklauen.

Gerekmiyor. Şehri Penguenden geri almak istiyorsun.
Dafür sorge ich. Du willst, dass die Stadt Pinguin entrissen wird.

Sanırım Penguenden neredeyse benim kadar çok nefret ediyorlar.
Sie hassen Pinguin wohl fast so sehr wie ich.

Tom Popper( Jim Carrey) bir penguenden kurtulmaya çalışır.
Tom Popper(Jim Carrey) versucht einen Pinguin los zu werden.

Artık Penguenden ruhsat almadan Gothamda suç işleyemediğini biliyorsun değil mi?
In Gotham kein Verbrechen ohne eine Lizenz vom Penguin begehen, nicht wahr?

Curtis, bizim sen ve Penguenden başka ailemiz yok.
Curtis, du und der Pinguin seid die einzige Familie, die wir haben.

Artık Penguenden lisans almadan Gothamda suç işleyemeyeceğinizi biliyorsunuz değil mi?
In Gotham kein Verbrechen ohne eine Lizenz vom Penguin begehen, nicht wahr?

Orası normalde 32.000den fazla penguenden oluşan bir koloninin yaşam alanıydı.
Auf dieser Insel lebt normalerweise eine Kolonie mit mehr als 32.000 Pinguinen.

Artık Penguenden ruhsat almadan Gothamda suç işleyemediğini biliyorsun değil mi?
Ihr wisst schon, dass ihr in Gotham keine Verbrechen begehen dürft, wenn ihr keine Lizenz von Pinguin habt, oder?

Gothamdaki her insan da, Penguenden çalmanın… yanlarına kâr kalacağını düşünür.
Und absolut jeder in Gotham wird denken, dass es ok ist, Pinguin zu bestehlen.

Artık Penguenden lisans almadan Gothamda suç işleyemeyeceğinizi biliyorsunuz değil mi?
Ihr wisst schon, dass ihr in Gotham keine Verbrechen begehen dürft, wenn ihr keine Lizenz von Pinguin habt, oder?

Sandıkta ne varsa, hırsızın Penguenden çalmasına neden olacak kadar önemli olmalı.
Wenn der Dieb versucht, es von Pinguin zu stehlen. Der Inhalt der Kiste muss wichtig sein.

Pikelar benden ve Penguenden açık nedenlerden dolayı nefret ediyor.- Ama herkes Fishin seni sevdiğini bilir.
Die Pikes hassen mich und Penguin, aus offensichtlichen Gründen, aber… jeder weiß, dass Fish dich liebte.

Bu işi Dr. Penguenden başkası düzeltemez.
Das kann nur Dr. Penguin in Ordnung bringen.

Görevde eğer 5 penguenden daha az penguenin yeri gösterilmiş ise diğer penguenleri nereye koyacağını sen seçebilirsin.
Werden in der Aufgabe weniger als fünf Pinguine gezeigt, kann die Position der anderen Pinguine selbst bestimmt werden.

Pikelar benden ve Penguenden açık nedenlerden dolayı nefret ediyor.
Die Pikes hassen Pinguin und mich aus offensichtlichen Gründen.

Batwomanı Penguenden kurtarması için Batmane yardım et!
Hilf Batman, Batwoman vor dem Pinguin zu retten!

Pikelar benden de, Penguenden de nefret ediyor, nedeni belli tabii.
Die Pikes hassen Pinguin und mich aus offensichtlichen Gründen.

Doğru ama sadece herkesin Penguenden çalmaya çalıştığı hançere teklif verirsem… dikkat çekebilir.
Pinguin zu stehlen, erregt das Verdacht. Aber wenn ich nur auf das Messer biete, das man versucht hat.

Bu iri ve çirkin penguenlere benzeyen varlıkların şişman, sarkık yüzleri ve birbirine bitişik gözleri.
Die haben ausgesehen wie große, hässliche Pinguine. Fette Wabbelgesichter mit eng stehenden Augen.

Şimdiye dek Pengueni sinirlendirip pişman olmayan olmadı.
Bisher haben es noch alle bereut, die den Penguin ärgerten.

Herkes Pengueni sinirlendirdiğinden dolayı pişman oldu bugüne kadar.
Bisher haben es noch alle bereut, die den Penguin ärgerten.

Gitmeden önce Penguenin saklandığı yeri bildiğini söyledi, onu görmeye gidecekmiş.
Bevor er gegangen ist, sagte er, er wisse, wo Penguin sich versteckt und- er wolle zu ihm.

Neden Pengueni görmeye gitsin ki?
Warum will er Penguin sehen?

Gordonın Pengueni bulma şansı ne?
Die Chancen, dass Gordon Penguin findet?

Demek Pengueni buldun.
Du hast also Penguin gefunden.