Taklit etme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Beni taklit etme!
Mich nachzumachen!Aptalca bir şey yaptığımda, beni taklit etme, olur mu?
Wenn ich was Dummes anstelle, mach es nicht nach.Beni taklit etme!
Mach mich nicht nach!Aptalca bir şey yaptığımda beni taklit etme, tamam mı?
Wenn ich was Dämliches mache, mache es nicht nach, okay?Beni taklit etme.
Mach es mir nicht nach.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
merak etmeteşekkür etmektakip etziyaret etmekfark ettimkontrol etmektedavi etmekdans etmekkabul etmekelde etmek
Daha
Zarflarla kullanım
Daha
Sesleri diğer bebeklerden daha erken taklit etme yeteneği.
Die Fähigkeit, Geräusche früher zu imitieren als andere Babys.Ciddiyim. Taklit etme beni!
Nicht nachmachen! Das ist mein Ernst!Chrysler Sebringin içinde,her şeyde“ Avrupalıları” taklit etme arzusu hissediliyor.
Sesimi taklit etme.- Hey!- Hey!
Nicht mich nachmachen! Hey.- Hey!Kes şunu. Beni taklit etme.
Hör auf…-… mich nachzuahmen.Doğayı taklit etmek kolay değil.
Die Natur zu imitieren, ist nicht leicht.Çocuklar da etkilenir çünküebeveynlerinin davranışlarını taklit etme eğilimindedirler.
Auch Kinder sind betroffen, weil sie dazu neigen,das Verhalten ihrer Eltern nachzuahmen.Ama beni taklit etme.
Aber mach mich nicht nach.Eylemlerini taklit etmeye ve sakin ve odaklanmış bağlılıklarına hayran kalmaya çalışıyoruz.
Wir versuchen, ihr Handeln nachzuahmen und bewundern ihren ruhigen und zielgerichteten Einsatz.Sadece beni taklit etme.
Östrojeni taklit etme yeteneğine sahip olduğu için, bu kimyasal hormon fonksiyonuna müdahale edebilir.
Da es die Fähigkeit hat, Östrogen nachzuahmen, kann diese Chemikalie die Hormonfunktion stören.Yönetici bir editörü taklit etmek yasalara aykırıdır.
Wissen Sie nicht, dass es gegen das Gesetz ist, einen Chefredakteur zu imitieren.Tanrıları taklit etme dürtüsü, insanlığı sürekli ulaşılmaz görünenleri gerçekleştirmeye itti.
Der Drang, den Göttern nachzueifern, hat die Menschheit immer wieder dazu getrieben, scheinbar Unerreichbares zu verwirklichen.Bu ses aynı zamanda ilişki kurma ve taklit etme eğilimimizi de etkiler.
Diese Stimme beeinflusst unsere Neigung, sich Bir orgazm taklit etmeye çalışan adam çok saçma.
Der Typ, der versucht, einen Orgasmus nachzuahmen, ist einfach lächerlich.Hayatımın hangi alanlarında yalan söyleme,şekerleme veya taklit etme gereksinimi duyuyorum?”.
Solche Fragen wie"In welchen Bereichen meines Lebens fühle ich das Bedürfnis zu lügen,zu beschönigen oder vorzutäuschen?".Belki doğayı taklit etmek mümkün olabilir.
Die Natur nachzuahmen könnte eine Möglichkeit sein.Ancak Andrew Winch, ilk süperyat tasarımının hiçbir zaman bir köpekbalığını taklit etme niyetinde olmadığını belirtti.
Andrew Winch stellte jedoch fest, dass das ursprüngliche Superyacht-Design niemals einen Hai nachahmen wollte.Maria Callası taklit etmeyi nereden öğrendin?
Wo haben Sie gelernt, Maria Callas zu imitieren?Önceki araştırma göstermiştir insanlar başkalarının seçimlerini ve davranışlarını taklit etme eğilimindedir.
Frühere Untersuchungen haben gezeigt Menschen haben die Tendenz, die Entscheidungen und Verhaltensweisen anderer zu imitieren.Bu sadece hayatı taklit etme sanatı, sınır yok, sadece hayat.
Bununla birlikte, yukarıda belirtildiği gibi, bu insanlar birisini kendi yaratıcılığından daha fazla taklit etme eğilimindedir.
Jedoch, wie oben erwähnt, sind die Menschen eher geneigt, jemanden zu imitieren, als die eigene Kreativität Asıl el yazısını taklit etme konusunda biraz geliştim.
Ich habe dabei die Fähigkeit entwickelt, ihre Handschriften nachzuahmen.Fakat o Appleı taklit etme cüreti gösterenlere karşı büyük kin besledi.'' Androidi yıkacağım çünkü o çalıntı bir üründür.
Doch er pflegte einen tiefen Groll gegen jene, die es wagten Apple zu kopieren."Ich werde Android zerstören, weil es ein gestohlenes Produkt ist.Bazı veriler kaybolarak verileri'' taklit etme'' olarak görüyorum.- user179700.
