TEPSIYE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Tablett

Tepsiye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Hepsi tepsiye lütfen.
Alles in die Kiste, bitte.

Eski SIM kartını çıkar ve yeni SIM kartını tepsiye yerleştir.
Entfernen Sie die alte SIM-Karte und legen Sie Ihre neue SIM-Karte in das Fach ein.

Bunları neden tepsiye koyuyorum?
Wieso serviere ich die so?

Anne, tepsiye vurup elimden düşürdü.
Mom, er schlug das Tablett aus meiner Hand.

Şimdi… silahını tepsiye koy ve otur.
Leg deine Pistole auf das Tablett und nimm Platz.

Hayvan tepsiye ihtiyaç duyacak mı yoksa'' insan'' kompaktını kullanmaya başlayacak mı?
Wird das Tier das Tablett brauchen oder den"menschlichen" Kompakt benutzen?

Şimdi silahını tepsiye koy ve otur.
Also… leg deine Waffe auf die Platte und setz dich hin.

Bir bebek bezi ve tepsiye kolayca alışabilir ve uzun yürüyüşlere ihtiyaç duymaz.
Einfach an eine Windel und ein Tablett gewöhnt und braucht keine langen Spaziergänge.

Şimdi… silahını tepsiye koy ve otur.
Leg deine Waffe auf die Platte und setz dich hin. Also.

Tepsiye giderken, kedi doğal ihtiyaç ve içgüdüleri tarafından tahrik edilir.
Wenn die Katze zum Tablett geht, wird sie von natürlichen Bedürfnissen und Instinkten angetrieben.

Yerden al, üfle ve tepsiye geri koy. Ben Ronaldo.
Ronaldo hier. Heb es auf, puste und leg es wieder aufs Tablett.

Günlük yetişkin ihtiva eden bir kafes altında su ile dolu bir tepsiye yerleştirin.
Legen Sie ein Tablett mit Wasser unter einem Käfig gefüllt, die 6-7 Tage alte Erwachsene.

Bir paketi küçük bir kutuya veya tepsiye açın ve ayaklarınızı üzerlerine sürün.
Öffnen Sie einfach ein Paket in einen kleinen Behälter oder ein Tablett und reiben Sie Ihre Füße darüber.

Şimdi şu lanet aletleri al ve sana söylediğim gibi tepsiye koy. Hepsi bu.
Und jetzt nimm das verdammte Besteck… und leg es in die Schale, wie ich es dir gesagt habe.

Tepsiye sadece almam ve satmama değil, aynı zamanda piyasayı da kontrol etmeyi öğreniyorum.
Ich kaufe und verkaufe nicht nur auf dem Tablett, sondern lerne auch, den Markt zu kontrollieren.

Tuvalette, köpeğe tek kullanımlık bir çocuk bezi veya tepsiye gitmesi öğretilmektedir.
In der Toilette wird dem Hund beigebracht, zu einer Wegwerfwindel oder einem Tablett zu gehen.

Deliğin giysileri“ durgun” idi, onlar tepsiye düştüklerinde zaten çalıyorlardı.
Die Kleidung des Lochs war"stagnierend", sie klopften bereits, als sie in das Tablett fielen.

Ve tabii ki, ızgaralar tamamen bariyer fonksiyonlarını yerine getirir, böylece kimse tepsiye düşmez.
Und natürlich erfüllen die Gitter nur Barrierefunktionen, damit niemand in die Schubladen fällt.

Sokaktan bir yavru kedi almış olsanız bile, onu tepsiye alıştırabilirsiniz.
Auch wenn Sie ein Kätzchen von der Straße genommen haben, können Sie es an das Tablett gewöhnen.

Ben onu hallederken acaba sen mutfağa gidip Bayan Fielda Bay Griggin vardığını söyler misin, yemeğini tepsiye koysun?
Würden Sie schon mal in die Küche gehen und Mrs. Field bitten, sein Essen auf einem Tablett zu bringen?

Bu sivrisinek katili, sivrisinekleri tuzağa düşürür, onları tepsiye toplar ve açlıktan ölmelerini sağlar.
Dieser Moskito-Mörder arbeitet, um die Moskitos zu fangen, sammelt sie im Tablett und lässt sie verhungern.

Önümüzde bir yavru kedi satın almadan önce: bir yavru kedi tepsiye nasıl öğretilir.
Vor dem Kauf eines Kätzchens vor uns stand die Frage, wie man dem Kätzchen das Tablett beibringt.

Bu seçenek devre dışı bırakıldığında, yazıcı gerekli boyuttaki kağıt tepsiye yerleştirilene kadar bekler.
Wenn diese Option deaktiviert ist, wartet das Gerät, bis das erforderliche Papierformat im Fach eingelegt ist.

Yavruların satışı hakkında yetiştiricilerin reklamlarında hemen hemen her zaman tepsiye alışık söz veriyorum.
In den Anzeigen der Züchter über den Verkauf von Welpen fast immer versprechen, sich an das Tablett zu gewöhnen.

Bu tepsiyi söylediğim yere götüreceksin.
Das Tablett bringen, wohin ich sage.

Helena… Derek, tepsiyi babasına seve seve götürecekmiş.
Elena, Derrek würde gerne seinem Dad das Tablett bringen.

Bridget tepsi elimde.
Bridget, ich hab ein Tablett.

Tepsiyi al ve uzaklaş.
Nimm das Tablett und geh.

Artık sadece kendi tepsimi alıyorum, kimseye yemek taşımam gerekmiyor.
Jetzt habe ich mein eigenes Tablett, das Essen anderer ist egal.

Kapının kilidini açın, tepsiyi masanın üstüne koyun… ve odayı tekrar kilitleyin.
Sie schließen die Tür auf, stellen das Tablett auf den Tisch und schließen die Tür wieder.