TUZLANMIŞ ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• gesalzene
• gesalzen
• gesalzener
• gesalzenen
• gesalzenes

Tuzlanmış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Tanrım, tuzlanmış ahtapot.
Oh, gesalzener Oktopus.

Tuzlanmış, muhafaza edilmiş.
Gesalzen und konserviert.

Arkady, tıraşlanmış ve tuzlanmış.
Arkady, rasiert und gesalzen.

Ne, tuzlanmış karamel mi?
Was, gesalzenes Karamell?

Öğle yemeğin için, tuzlanmış balık düşünüyorum.
Zum Mittagessen dachte ich an… gesalzenen Fisch.

Ne, tuzlanmış karamel mi?
Was, gesalzenes Karamell? Ja,?

Gördüğün gibi mısırlar yumuşak ve oldukça iyi tuzlanmış.
Wie du sehen kannst, sind die Kerne Fluffig und ganz gut gesalzen.

Tuzlanmış yumurta yemek istiyorum.
Ich möchte gesalzene Eier haben.

PGI kapari tuzlanmış, yetecek kadar.
PGI gesalzene Kapern, soviel als nötig.

Tuzlanmış ahtapot ve kömür balığı bağırsağı.
Gesalzener Oktopus und gesalzener Pollackdarm.

Evde bir dondurucu olmadan, tuzlanmış balıklar uzun yaşamaz!
Zu Hause ohne Gefrierschrank, gesalzener Fisch lebt nicht lange!

Otur! Tuzlanmış yumurta istiyorum!
Setz dich!- Ich will gesalzene Eier!

Ricotta kelimesi tekrar pişirilmiş demektir ve Salata tuzlanmış demektir.
Die Wörter"Ricotta" bedeutet wieder gekocht und"Salata" bedeutet gesalzen.

Sana tuzlanmış levrek getirmişti.- Kurutulmuş mu?
Sie brachte dir gesalzenen Barsch. Den getrockneten?

Her şey ekşi krema ile doldurulur, tuzlanmış ve karışık- salata hazır.
Alles ist mit Sauerrahm bekleidet, gesalzen und gemischt- der Salat ist fertig.

Sana tuzlanmış levrek getirmişti.- Kurutulmuş mu?
Sie hat dir gesalzenen Hering mitgebracht. Getrockneten?

Yumuşakçalar, dondurulmuş, kurutulmuş, tuzlanmış veya salamura edilmiş, tütsülenmiş.
Muscheln, gefroren, getrocknet, gesalzen oder in Salzlake, geräuchert.

Tuzlanmış ve külle pişirilmiş, sel foulu kereviz.
Mit sel fou. Gesalzener und in Asche gebackener Knollensellerie.

Bir pakette hafifçe tuzlanmış salatalık, anında pişirme reçetesi.
Leicht gesalzene Gurke in einer Packung, Rezept für Instant-Kochen.

Tuzlanmış, konserve ve tütsülenmiş ürünler yasaktır.
Gesalzene, konservierte und geräucherte Produkte sind verboten.

Yemek pişirmeden önce, balık sadece tuzlanmış değil, aynı zamanda solmuş da olabilir.
Vor dem Kochen kann Fisch nicht nur gesalzen, sondern auch verwelkt werden.

Ancak tuzlanmış veya tütsülenmiş balıklar popüler değildir.
Gesalzener oder geräucherter Fisch ist jedoch nicht beliebt.

Diğer su omurgasızları, dondurulmuş, kurutulmuş, tuzlanmış veya salamura edilmiş, tütsülenmiş.
Andere wirbellose Wassertiere, gefroren, getrocknet, gesalzen oder in Salzlake, geräuchert.

Tuzlanmış ızgara somon ve tereyağında sotelenmiş mantar. Buyurun.
Gegrillter gesalzener Lachs und in Butter geschwenkte Pilze. Bitte sehr.

Ne olursa olsun şifre saklama yeri, şifreleri AES-256 ile şifrelenir+ HASH& Tuzlanmış.
Unabhängig von der Passwortspeicherstelle, Passwörter werden mit AES-256 verschlüsselt+ HASH& Gesalzene.

Salatalık masaya tuzlanmış yapmaktan daha kolay bir şey yoktur.
Es ist nichts einfacher als gesalzene Gurken zum Tisch zu machen.

Evde saklamak çiğ ve dondurulmuş, füme, kızarmış, tuzlanmış ve salamura edilmiş balık olabilir.
Shop zu Hause kann rohe und gefrorene, geräucherte, gebratene, gesalzene und eingelegte Fische sein.

Tuzlanmış domateslerin kalorili içeriği ve diğer yararlı özellikler.
Kaloriengehalt von gesalzenen Tomaten und andere vorteilhafte Eigenschaften.

Herhangi bir Rus ailesinde, misafirlere her zaman lahana turşusu, turşu elmaları ve tuzlanmış domates sunacaklar.
In jeder russischen Familie werden dem Gast Sauerkraut, eingelegte Äpfel und gesalzene Tomaten angeboten.

Bu tuzlanmış domuzları düğüne kadar İkizlere yetiştirmem gerek.
Ich muss dieses gesalzene Schweinefleisch rechtzeitig zur Hochzeit bei den Twins bringen.