TUZLAR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Tuzlar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Minik tuzlar için!
Für winziges Salz!
Ağız Rehidrasyonu Tuzlar.
Mundrehydrierungs Salze.
Bu tuzlar nelerdir?
Was sind nun diese Salze?
Evet, küçük tuzlar için!
Oh, mein Gott, zum winzigen Salz!
Çünkü tuzlar çimentoyu yok ediyor.
Denn Salze zerstören den Zement.
Çeşitli türde esterler ve tuzlar üretebilirler.
Sie können verschiedene Arten von Estern und Salzen liefern.
Tuzlar gibi kimyasal olarak reaktif maddeler.
Chemisch reagierende Stoffe wie Salze.
Başka tuzlar da var.
Sondern auch weitere Salze.
Biraz tapyoka dökelim, buzlu bir yolu tuzlar gibi.
Ein wenig Tapioca wie Salz auf eine eisige Straße streuen.
Dünyadaki bütün tuzlar denizlerden gelir.
Alles Salz auf der Erde stammt aus dem Meer.
Kum, tuzlar, toz ve tortular sadece suyla çözünmez.”.
Sand, Salze, Staub und Schlamm lösen sich nur mit Wasser.“.
Içinde az miktarda bazı tuzlar da bulunabilmektedir.
Auch Salz ist in geringen Mengen darin enthalten.
Çok Sayıda Reçeteli İlaçlarda Bulunan Saklı Tuzlar.
Verstecktes Salz in vielen rezeptfreien Medikamenten gefunden.
Fosforik esterler ve tuzlar 4 haneli HS92 ürünü.
Phosphorsäureester und Salze eine 4-stellige HS92 Produkt.
Tuzlar pişman değil, her balık iyi tuzlanmış olması gereklidir.
Salze bedauern nicht, es ist notwendig, dass jeder Fisch gut gesalzen wird.
Ağır metal içeren katı tuzlar ve solüsyonlar 06 03 14.
Feste Salze und Lösungen, die Schwermetalle enthalten 06 03 14.
Organik tuzlar inorganik tuzlardan farklıdır.
Organische Salze unterscheiden sich von anorganischen Salzen..
Doğal içeriklere( örneğin tuzlar ve bitkisel yağlar) dayalı.
Auf Basis natürlicher Inhaltsstoffe(z.B. Salze und Pflanzenöle).
Su, tuzlar, antikorlar ve diğer bağışıklık sistemi hücrelerinden oluşur.
Es besteht aus Wasser, Salzen, Antikörpern und anderen Zellen des Immunsystems.
Suda çözündürme, bu tuzlar persülfat iyonunu( S2082-) oluşturur.
Beim Auflösen in Wasser bilden diese Salze das Persulfation(S2082-).
İçerisinde katkı maddelerinin bulunması istenmeyen bir durumdur: tuzlar, mineraller.
Das Vorhandensein von Zusatzstoffen ist unerwünscht: Salze, Mineralien.
Ürik asit tuzlar, kristaller ve amonyak kokusu içerir.
Harnsäure enthält Salze, Kristalle und Gerüche von Ammoniak.
Bakır dövülebilir ve yumuşaktır veamonyak ve benzeri tuzlar tarafından saldırıya uğrar.
Kupfer ist formbar und weich undwird von Ammoniak und ähnlichen Salzen angegriffen.
Bu mineraller ve tuzlar makinenizin zarar görmesine neden olabilir.
Diese Minerale und Salze können das Gerät beschädigen.
Akvaryum suyu buharlaştığında geriye kalan tuzlar akvaryumdaki yoğunluğu yükseltir.
Wenn Aquarienwasser verdunstet bleiben Salze zurück, welche die Dichte im Aquarium erhöhen.
Sonuçta, tüm tuzlar saf değildir ve dolayısıyla kristaller kalabilir.
Schließlich ist nicht alles Salz rein und daher können Kristalle zurückbleiben.
Tüm Termal kaynakları farklı mineraller, gazlar,radyoaktif madde ve tuzlar içermektedir.
Jedes Thermalwasser enthält verschiedene Minerale, Gase,radioaktive Stoffe und Salze.
Organik tuzlar, organik asitlerin ve alkaloidlerin uygun ve üretilmiş tuzlarıdır.
Organische Salze sind die geeigneten und erzeugten Salze von organischen Säuren und Alkaloiden.
İnorganik asit vediğer toksik inorganik tuzlar içermez ve ürün performansı stabildir.
Es enthält keine anorganische Säure undandere giftige anorganische Salze und seine Produktleistung ist stabil.
Doktorunuz, belirtileriniz gidinceye kadar damar içi( IV) sıvılar ve tuzlar verecektir.
Ihr Arzt wird Ihnen wahrscheinlich intravenöse(IV) Flüssigkeiten und Salze geben, bis Ihre Symptome verschwinden.
Sonuçlar: 59, Zaman: 0.0176

Farklı Dillerde Tuzlar

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca