Vakti yoktu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Konuşacak vakti yoktu.
Tanrıya şükür, ısırmaya vakti yoktu.
Nazilerin vakti yoktu.
Gözlüğünü takacak vakti yoktu.
Australopithecusun eğlenmeye vakti yoktu… çünkü her köşe başında bir tehlike bekliyordu.
Ama şaşırmak için vakti yoktu.
Gözlüğünü takacak vakti yoktu. Işıklar kesildi.
Manikür, pedikür ya da bana ayıracak pek vakti yoktu.
Gözlüğünü takacak vakti yoktu. Işıklar kesildi.
Codynin düşünecek ya da plan yapacak vakti yoktu.
Kin gütmeye vakti yoktu.
Özür dilerim. Onbaşı Hartmannın açıklamaya vakti yoktu.
Pişman olmaya vakti yoktu.
Birini kaçırmak ya da öldürmeyi bırakın işemeye bile vakti yoktu.
Pişman olmaya vakti yoktu.
Kendisi, çok ünlü biriydi ve gündelik şeylerle uğraşamıyordu. Vakti yoktu.
Genç Cumhuriyetin vakti yoktu.
Yorgun vücudunun uykuya ihtiyacı vardı;ama buna vakti yoktu.
Baba ve koca olmaya vakti yoktu.
Pattynin D Bölgesine gidip bombayı çalmaya vakti yoktu.
O kadar ayrıntı için vakti yoktu.
Okulla stajyerlik arasında… erkek arkadaşa ayıracak vakti yoktu.
Bunu organize edecek vakti yoktu.
Hiç kimsenin bana ayıracak vakti yoktu.
Ama K. nın ne yazık ki vakti yoktu.
Türklerin dinlenmeye vakti yoktu.
Ve Jennienin dinlenecek vakti yoktu.
Benim moruğun spora ayıracak vakti yoktu.
Ahmed Cemilin cevap vermeğe vakti yoktu.
Ama her birini tek tek yazacak vakti yoktu.