Yağmalanması Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Romanın Yağmalanması.
Çağ 174: İmparatorluk Şehrinin Yağmalanması.
Ä 174: Die Plünderung der Kaiserstadt.Romanın Yağmalanması.
Plünderung von Rom.Mısırdaki Malawi Eski Eserler Müzesinin Yağmalanması.
Die Plünderung des Malawi Museums in Ägypten.Romanın yağmalanması gibiydi.
Die Plünderung Roms.Artık bu kayıp dünyanın bulunması… ve yağmalanması an meselesi.
Es ist nur noch eine Frage der Zeit, bevor man diese… vergessene Welt findet und ausplündert.Romanın yağmalanması oyun muydu?
War die Plünderung Roms ein Spiel?MS 410 Romanın Yağmalanması.
Plünderung Roms 410.Yüzyılda Romanın yağmalanmasından sonra Ostrogotlar kontrolü ele geçirdi.
Nach der Plünderung Roms im 5. Jahrhundert übernahmen die Ostgoten die Kontrolle in Florenz.MS 410 Romanın Yağmalanması.
Die Plünderung Roms 410.Yenilgi yapıların yağmalanması ile sonuçlanmıyor ve yenilen klan Endüstriyel Kaynak kaybetmiyor.
Eine Niederlage führt nicht zur Plünderung der Strukturen und der unterlegene Clan verliert keine Industrieressourcen.Sadece şu klan subayları bir bölgenin yağmalanması emrini verebilir.
Es dürfen nur folgende Clanoffiziere das Plündern einer Provinz beantragen.Bir bölgenin yağmalanmasını emrettiğinizde mevcut çevrimin sonundan önce yine de iptal edebilirsiniz.
Haben Sie die Plünderung einer Provinz angeordnet, können Sie diese vor Ablauf der aktuellen Runde noch abbrechen.Romanın Barbarlar tarafından 410 yılında yağmalanması Ressam: Joseph-Noël Sylvestre.
Die Plünderung Roms durch die Barbaren im Jahr 410 n. Chr., Joseph-Noel Sylvestre, 1890.Eylül, çalınan altınlar,hisse senedi dolandırıcılığı ve Amerikan ekonomisinin yağmalanması için örtüydü.
War die Deckung für gestohlene Gold,Aktien Betrug und der Plünderung der amerikanischen Wirtschaft gedacht.Yıkılması/ yağmalanması ve evlerinin.
Abbruch, Abriss und Entkernung von Häuser.Bunun yanında Ekonomi Bakanı Paulo Guedesin de emeklilik fonunun yağmalanmasını organize ettiği söyleniyor.
Daneben soll Wirtschaftsminister Paulo Guedes die Plünderung von Rentenfonds organisiert haben.Gövdelerin elle yağmalanması gerekiyor ve Arthurun bunu yapmak için bir bedeni fiziksel olarak elleçlemesi gerekiyor.
Körper müssen manuell geplündert werden, und Arthur muss einen Körper physisch manipulieren, um dies zu tun.Şuradaki sütunlar Haçlı Seferleri sırasında Bizansın yağmalanması esnasında… savaş artığı olarak getirilmiş.
Nach der Plünderung von Byzanz während Oysa devlet özel mülkiyetin yağmalanması için yasal, düzenli ve sistematik bir kanal sağlar.
Der Staat liefert einen legalen, geordneten, systematischen Abzugsgraben für die Plünderung privaten Eigentums.Fettmilch Ayaklanması sırasında Frankfurttaki Judengassenin yağmalanması; Matthäus Merianın 1628 tarihli gravürü.
Die Plünderung der Frankfurter Judengasse während des Fettmilch-Aufstands; Stich von Matthäus Merian aus dem Jahr 1628.Loncaların ayaklanması aslen, patricilerin egemen olduğu,ancak Judengassenin yağmalanması ve tüm Frankfurt Yahudilerinin sınır dışı edilmesiyle yozlaşan şehir konseyinin kötü yönetimine yönelikti.
Der Aufstand der Zünfte richtete sich ursprünglich gegen dieMisswirtschaft des von Patriziern dominierten Rats der Stadt, artete aber in die Plünderung der Judengasse und die Vertreibung aller Frankfurter Juden aus.Yağmacılık iyi bir fikir değil, bayım.
Plünderung ist keine gute Idee, Mister.Yağma işleri nasıl gidiyor?
Wie lief die Plünderung?Yağma nasıl gitti?
Wie lief die Plünderung?Yetkililer yağma ve diğer suç tehlikelerine karşı uyarılmışlardır.
Die Zuständigen sind gegen Plünderung und weitere Verbrechen gewarnt worden.Aurangzeb hazine gemisinin yağma İngiliz Doğu Hindistan Şirketi için ciddi sonuçlara yol açtı.
Die Plünderung von Aurangzebs Schatzschiff hatte schwerwiegende Folgen für die englische East India Company.Oyun savas, yağma, ticaret ve diplomasi üzerine kuruludur.
Das Spiel basiert auf Krieg, Plünderung, Handel und Diplomatie.Savaş ve yağma. En güvenilir iki kazanç kaynağıdır.
Krieg und Plünderung, die beiden verlässlichsten Einkommensquellen.Bu adam, Edward Teach,yasa dışı korsanlık… ve yağmacılık suçlarından suçlu bulunmuştur.
Dieser Mann, Edward Teach,wurde der ungesetzlichen Piraterie und Plünderung schuldig gesprochen.
