Plünderung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Plünderung Roms.
Wie lief die Plünderung?
Plünderung von Rom.
Romanın Yağmalanması.Wie lief die Plünderung?
Yağma işleri nasıl gidiyor?Plünderung Roms 410.
MS 410 Romanın Yağmalanması.Dann nix wie los.- Nein, Plünderung.
Die Plünderung Roms.
Romanın yağmalanması gibiydi.Dann nix wie los.- Nein, Plünderung.
Çalmak olmuyor mu o? Hayır, yağmalamak oluyor.Die Plünderung Roms 410.
MS 410 Romanın Yağmalanması.Leibwächter, zuständig für Entführung und Plünderung.
Adam kaçırma ve yağmalarla ilgilenen muhafız.War die Plünderung Roms ein Spiel?
Romanın yağmalanması oyun muydu?Jegliche Art von Blutvergießen, Krieg und Plünderung sind verboten.
Her türlü savaş, yağma ve katliam yasaktır.Plünderung ist keine gute Idee, Mister.
Yağmacılık iyi bir fikir değil, bayım.Ä 174: Die Plünderung der Kaiserstadt.
Çağ 174: İmparatorluk Şehrinin Yağmalanması.Plünderung Roms durch die kaiserlichen Truppen(»Sacco di Roma«).
HLKO Artikel 47:„Plünderung ist ausdrücklich untersagt“.
Während Spector für das Geld arbeitete,schien Bushman Plünderung und Tötung zu genießen.
Spector para için çalışırken,Bushman yağma ve öldürmekten zevk alıyor gibiydi.Ä 174: Die Plünderung der Kaiserstadt Bearbeiten.
Çağ 174: İmparatorluk Şehrinin Yağmalanması.Pro-türkische Kräfte verantwortlich für die Plünderung von Häusern und Geschäften.
Türkiye yanlısı güçler evlerin ve işyerlerinin yağmalanmasından sorumlu.Die Plünderung des Malawi Museums in Ägypten.
Mısırdaki Malawi Eski Eserler Müzesinin Yağmalanması.Das Spiel basiert auf Krieg, Plünderung, Handel und Diplomatie.
Oyun savas, yağma, ticaret ve diplomasi üzerine kuruludur.Krieg und Plünderung, die beiden verlässlichsten Einkommensquellen.
Savaş ve yağma. En güvenilir iki kazanç kaynağıdır.Dieser Mann, Edward Teach,wurde der ungesetzlichen Piraterie und Plünderung schuldig gesprochen.
Bu adam, Edward Teach,yasa dışı korsanlık… ve yağmacılık suçlarından suçlu bulunmuştur.Zur Eroberung und Plünderung geführt. Seit jeher wurden Kriege.
Uzun zamandan beri Savaşlar fetih ve yağma için yapılır.Der Staat liefert einen legalen, geordneten, systematischen Abzugsgraben für die Plünderung privaten Eigentums.
Oysa devlet özel mülkiyetin yağmalanması için yasal, düzenli ve sistematik bir kanal sağlar.Die Zuständigen sind gegen Plünderung und weitere Verbrechen gewarnt worden.
Yetkililer yağma ve diğer suç tehlikelerine karşı uyarılmışlardır.Die Plünderung Roms durch die Barbaren im Jahr 410 n. Chr., Joseph-Noel Sylvestre, 1890.
Romanın Barbarlar tarafından 410 yılında yağmalanması Ressam: Joseph-Noël Sylvestre.Daneben soll Wirtschaftsminister Paulo Guedes die Plünderung von Rentenfonds organisiert haben.
Bunun yanında Ekonomi Bakanı Paulo Guedesin de emeklilik fonunun yağmalanmasını organize ettiği söyleniyor.Jeder Plan der Plünderung gegen die Natur ist der Hinrichtungsbefehl von Istanbul.
Doğaya karşı yapılan her talan planı İstanbulun idam fermanıdır.War die Deckung für gestohlene Gold,Aktien Betrug und der Plünderung der amerikanischen Wirtschaft gedacht.
Eylül, çalınan altınlar,hisse senedi dolandırıcılığı ve Amerikan ekonomisinin yağmalanması için örtüydü.
