Yaşayan bir efsane Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kendisi yaşayan bir efsane.
Yaşayan bir efsane.
Hayır. O yaşayan bir efsane.
Yaşayan bir efsane binaya girdi.
Rodney Mullen yaşayan bir efsane!
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Ama yaşayan bir efsane haline gelmiş.
Clint Eastwood, yaşayan bir efsane.
Yaşayan bir efsane bizden alındı.
Valentino Rossi yaşayan bir efsane.
Yaşayan bir efsane, binaya girdi.
Cerrahi dünyasının yaşayan bir efsanesi.
Raiden yaşayan bir efsane oldu.
Sir Tom Jones ile güvenle denebilecek yaşayan bir efsane.
Onun yerine ona yaşayan bir efsane gibi davranırız.
Yaşayan bir efsane: Viyanadaki Kafe Landtmann.
Sen dünyamızda yaşayan bir efsanesin.
Yaşayan bir efsane ile fotoğraf çektirmeye değer!
Örgütümüzde yaşayan bir efsane var.
Viyananın kendini evinde hissettiği ortam:Kafe Landtmann, yaşayan bir efsane.
Vay be, karşımda yaşayan bir efsane duruyor.
Yaşayan bir efsanenin ağzına sıçtığını görmesi için bir fırsat bu.
Gary, Walter Zuckerman yaşayan bir efsanedir.
Mace Windu yaşayan bir efsanedir: Jedi Üstadı, yetenekli bir diplomat ve karşı konulmaz bir savaşçı.
Akita Inu köpek ırkı, aslında, yaşayan bir efsane.
Super Lenny, casino dünyasında yaşayan bir efsanedir ve bu geyik maskotu 2014ten beridir.
Sir Tom Jones ilegüvenle denebilecek yaşayan bir efsane.
Heval Sarayı uzun süredir yaşayan bir efsane, bir zindan direniş abidesi olarak tanıyordum.
Biri efsanenin ta kendisi, diğeri ise yaşayan bir efsane.
Bu akşamki son sanatçımız yaşayan bir efsane ve hâlâ bir süperstar.
Çocuklar, karşınızda Firewood Kampının yaşayan bir efsanesi duruyor.