YIYECEKLERINI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Essen
• Nahrung
• Speise
• Futter
• Lebensmittel
• Nahrungsmittel

Yiyeceklerini Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bütün yiyeceklerini istemiyorum!
Ich will nicht alle Nahrungsmittel.

Misafirler kendi içkilerini ve yiyeceklerini getirecek.
Die Gäste bringen Alkohol und Essen mit.

Yiyeceklerini böceklere karşı korumaya çalış.
Schütze dein Essen vor den Insekten.

O zaman da kendi yiyeceklerini getirirler.
Dann bringen sie ihr eigenes Essen.

Onlar yiyeceklerini bizimle, biz de sizinle paylaşıyoruz.
Sie teilen die Nahrung mit uns und wir mit ihnen.

Koca bir kentin yiyeceklerini atıyorlar.
Man wirft die Nahrung einer Stadt fort.

Ve yiyeceklerini yemek için, bir giriş yardımıyla buraya getiriyorlar.
Und sie bringen ihre Nahrung zum Essen hier runter, durch einen Einstieg.

Ta ki onlara vaktinde yiyeceklerini veresin.
Du gibst ihnen Speise zur rechten Zeit.“.

Kendi yiyeceklerini kendileri yetiştiriyorlar.
Sie bauen ihre Nahrungsmittel selbst an.

Ta ki onlara vaktinde yiyeceklerini veresin.
Daß du ihnen Speise gibst zur rechten Zeit.

İnsanlar yiyeceklerini pişirilerek tüketmeye başlamıştır.
Die Menschen begannen ihre Nahrung zu kochen.

Orkalar öğretirler ve yiyeceklerini paylaşırlar.
Orcas unterrichten und teilen ihre Nahrung.

Kendi yiyeceklerini üretmeye başlamak zorundalar.
Sie werden anfangen müssen, ihr eigenes Essen zu produzieren.

Şempanzeler arkadaşlarıyla yiyeceklerini paylaşıyorlar.
Schimpansen teilen Nahrung mit Freunden.

Peytonın yiyeceklerini ve biraz suyunuz olduğunu hatırladım.
Ich wusste, dass ihr Peytons Essen und etwas Wasser hattet.

O kampa gidince, ayılar yiyeceklerini saklıyor.
Wenn sie campen geht, verstecken die Bären ihr Futter.

Evcil hayvan yiyeceklerini ve suyu gece boyunca dışarıda bırakmayın.
Lasst kein Wasser und Futter für Haustiere über Nacht offen stehen.

Şempanzeler arkadaşlarıyla yiyeceklerini paylaşıyorlar.
Schimpansen teilen Nahrung mit ihren Freunden.

Kendi yiyeceklerini bulmaya yardımcı çok farklı yollar geliştirmişlerdir.
Sie haben viele verschiedene Möglichkeiten, entwickeln sie ihre eigene Nahrung finden zu helfen.

Şehirler kendi yiyeceklerini üretebilir.
Die Städte konnten Nahrungsmittel selbst herstellen.

Geçmişte en sevdiğim temizlik yiyeceklerini tartıştım.
In der Vergangenheit habe ich meine Lieblings Reinigung Lebensmittel diskutiert.

Hastanın da yiyeceklerini seçmesine izin verin.
So wählen die Patienten auch ihr Essen aus.

Küçük çiftçilerin ruhsat ve denetim olmadan kendi yiyeceklerini üretme haklarını korumuştur.
Es hat das Recht von Kleinbauern geschützt, ihre eigenen Lebensmittel ohne Zulassung und Kontrolle zu produzieren.

Topraklarını, yiyeceklerini, her şeylerini almamız gerek.
Wir brauchen das Land, das Essen, alles.

Zebur… 104:27 Hepsi seni bekliyor, Yiyeceklerini zamanında veresin diye.
Es wartet alles auf dich, daß du ihnen Speise gebest zu seiner Zeit.

Yeni açılan yiyeceklerini diğer evcil hayvanlardan uzak, sessiz bir yerde besleyin.
Füttere ihr frisch geöffnetes Essen an einem ruhigen Ort, fern von anderen Haustieren.

Bazı köpekler çiğneme olmadan yiyeceklerini alay için oldukça normal.
Es ist ganz normal, dass einige Hunde an zu spotten Ihre Nahrung ohne zu kauen.

Kuşlar kendi yiyeceklerini kendileri bulamaz mıydı?
Verlernen die Vögel nicht, selbst Futter zu suchen?

Onlar bile hükümetlerin sağlıksız yiyeceklerini halka tavsiye etmelerini istiyor.
Sie sogar Lobby-Regierungen, um der Öffentlichkeit ihre ungesunden Lebensmittel zu empfehlen.

Köpekler neden yiyeceklerini ve oyuncaklarını saklıyorlar?
Warum verstecken Hunde ihr Essen und Spielzeug?