Yutturmaca Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
İçme suyu filtresi: yeni yutturmaca.
Aşırı yutturmaca kötü bir işarettir.
Ve Krakow etrafında dönen bazı ciddi yutturmaca var.
Fakat o bir sürü yutturmaca olduğunu düşünüyor.
Kasabada yeni bir güneş kremi var ve bu yutturmaca değer.
Avcı'' etrafında yutturmaca ihtiyacınız var mı?
Yani onun iddialarını kadar canlı ya dabir şişede sadece başka yutturmaca olduğunu mu?
Ancak bazı ürünler yutturmaca oluşturur ve insanları düşünmeye zorlar.
Bu iddianın doğru ya dasadece saf yutturmaca olabilir mi?
Hayır az yutturmaca yapar ve Yeni Yıl, zaman evin yeşil bir ağaçtır.
Daha önce birçok kez kanıtlandığı gibi, yutturmaca, dikkat ve gerçeklik arasında bir fark var.
Yutturmaca 3 Dinamik için profesyonel, animasyonlu sayfa tasarımları, Infographics ve oyunlar.
Copyright 2019 Bullet Journal, eksi yutturmaca, aslında gerçekten iyi bir planlayıcısı.
Hiçbir yutturmaca veya kısıtlanmış yiyecek yok, ve sevdiğiniz tüm yiyeceklere izin veriyor.
Serbest bırakmayı planlamak için birkaç ay geçirdik( bölgemizde yutturmaca ömrünü bilerek) ve hazırladık.
Tüm yutturmaca ve buzz dışında, bu ekin üreticileri( oldukça) sihirli konutlarda iddia yapmazlar.
Penetrasyon sonra, reklam programı yutturmaca oluşturmak için başlar, ve mümkün olan tüm yöntemleri içinde gerçekleştirir.
Penetrasyon sonra, reklam programı yutturmaca göstermeye başlar, ve aklınıza gelebilecek her türlü şekilde gerçekleştirir.
Yine dilini yuttur ona.
Ekibine yutturduğunda bu aynı deli saçması mı?
Hapları ona yutturmak oldukça kolaydı, çünkü annem için sabahları Margaritaydı.
Bunları bana yutturmaya çalışan ilk kişi siz misiniz sanıyorsunuz?
Bana bunu yutturamazsın.- Gördün mü?
Yoksa dişlerini yuttururum sana!
Bunu viski diye yutturmaya çalışıyorsun ama hepimiz elma suyu olduğunu biliyoruz.
Neyi yutturmanıza? Sevgi dolu lezbiyen ilişkimizi.
Yutturuyorum aslında.
Hükümetinizin yutturduğu saçmalıklar gibi.
Ona şöyle bir senaryo yutturacaksın.
Altı ay sonra onu Sefaret Balosunda bir düşes gibi yutturabilirim.