ZAMANLAMAYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• das Timing
• den Zeitplan
• den Terminplan

Zamanlamayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Zamanlamayı Göster.
Zeige das Timing.

Evet, şimdi zamanlamayı anladım.
Ja, ich verstehe das Timing jetzt.

Zamanlamayı Sil% 1.
Zeitplan %1 löschen.

Öncelikle zamanlamayı ele alalım.
Nehmen wir uns zuerst das Timing vor.

Zamanlamayı nasıl buluyorsunuz?
Wie finden Sie Timing?

Ebeveynler de zamanlamayı dikkate almalıdır.
Eltern sollten auch auf die Zeit achten.

Zamanlamayı iyi ayarlayamadım.
Das Timing war schlecht.

Maç umurumda değil. Zamanlamayı boş ver.
Das Spiel ist mir egal. Vergiss das Timing.

Zamanlamayı iyi yapmışız, değil mi?
Gutes Timing, oder?

HCG dahil edilirse, bu da zamanlamayı etkiler.
Wenn HCG enthalten ist, beeinflusst dies auch das Timing.

Zamanlamayı mükemmelleştirmek.
Zeitplan perfektionieren.

Eğer HCG dahil edilmişse, bu zamanlamayı da etkiler.
Wenn HCG enthalten ist, beeinflusst dies auch das Timing.

Zamanlamayı hala çalışıyorum.
Ich arbeite noch am Timing.

HCG dahil edilirse, bu zamanlamayı da etkileyecektir.
Wenn HCG enthalten ist, beeinflusst dies auch das Timing.

Zamanlamayı nasıl buluyorsunuz?
Wie findet ihr den Zeitrahmen?

Biraz kaygı verici buldum. Stewart, gidişindeki zamanlamayı.
Stewart, ich finde das Timing deines Abgangs verwirrend.

Soru: Zamanlamayı kim seçti?
Frage: Wer hat Prossel gewählt?

Geçiş konusunda gecikme yaşamaz ve zamanlamayı siz kontrol edersiniz.
Es gibt keine Übergangsverzögerungen und Sie steuern das Timing.

Ben zamanlamayı böyle yapıyorum.
So mache ich die Terminplanung.

Yönetmen ve genel müdür yardımcısı genellikle zamanlamayı birlikte yapar.
Regisseur und Regieassistent machen den Terminplan normalerweise zusammen.

Ama zamanlamayı kontrol edebilirim.
Aber ich bestimme den Zeitpunkt.

New Backup Job( Yeni Yedekleme İşi) penceresinde tercih ettiğiniz zamanlamayı ayarlayın.
Legen Sie im Fenster New Backup Job(Neuer Backup-Job) den Zeitplan fest.

Seçili Zamanlamayı Dışarıya Aktar.
Ausgewählten Zeitplan exportieren.

Kritik yolda yer almayan görevlerde yapılan değişiklikler zamanlamayı etkilemeyebilir.
Ändern von Aufgaben, die nicht auf dem kritischen Weg sind möglicherweise nicht den Terminplan auswirken.

Zamanlamayı da unutmayalım tabii.
Und nicht zu vergessen, der Zeitplan.

Darbe aldığınızda zamanlamayı, ritmi ve tepkiyi iyi ayarlamak kolay değil.
Es ist nicht einfach, das Timing, den Rhythmus und die Reaktion, wenn man getroffen wird, richtig hinzubekommen.".

Zamanlamayı etkileyen faktörler.
Faktoren, die das Timing beeinflussen.

Doktorlar ve Hastalar cep telefonlarında zamanlamayı kontrol edebilir ve daha az kaotik bir hayat yaşayabilir.
Ärzte und Patienten können den Zeitplan auf Mobiltelefonen überprüfen und ein weniger chaotisches Leben führen.

Zamanlamayı doğru yapmamız gerek sadece.
Also müssen wir nur richtig takten.

Davet etmek istediğiniz öğrencileri yazın, ayrıntıları ve sonra da zamanlamayı ayarlayın.
Geben Sie die Kursteilnehmer ein, die Sie einladen möchten, legen Sie die Details und dann den Zeitplan fest.