ÖRNEKLERLE ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• examples
• specimens
• samples

Örneklerle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Star Cityden örneklerle.
With samples from star city.

Bazı örneklerle başlamak iyi olacak.
It's good to start with some examples.

Tedavi için gereken örneklerle mı?
The samples we need to make the cure?

Örneklerle küçük düşürmeyeceğim. Will.
I won't belittle this with examples.

Bu dolaplar örneklerle dolu.
These freezers are full of samples.

Bu örneklerle birlikte senin daha iyi anlayabileceğini umuyorum.
I hope that, with these examples, you can understand better.

Tarih benzer örneklerle doludur.
History's full of similar examples.

Kitap diyor ki, partnerinizin olumlu vasıflarını örneklerle yazın.
The binder says to list our partner's positive qualities with examples.

Bu düşünce deneyi örneklerle açıklar bu apaçık paradoksu.
The thought experiment illustrates this apparent paradox.

Birçok çeşit elektrik yürütme sistemleri örneklerle desteklenebilir.
A variety of electric propulsion systems provide examples.

Yönetime örneklerle başlamak zorundayız. Sonra tanıtmaya.
We have to start by leading by example, then we introduce.

Onun tecavüz kitindeki örneklerle eşleşti.
Matched the sample from her rape kit.

Diğer örneklerle çapraz karşılaştırma yapmadan emin olamam.
I CAN't BE SURE UNLESS I CAN CROSS-REFERENCE IT WITH OTHER EXAMPLES.

BağIıIık ve tutku, örneklerle liderlik.
Commitment and passion, leading by example.

Daha da hızlanacağımızı düşünüyorum Farmerların evinden el koyduğumuz örneklerle.
With the samples confiscated from the Farmer residence. I will assume we're all up to speed.

Konuşmacı, teoriyi örneklerle açıkladı.
The speaker illustrated the theory with examples.

Daha önce bulduğumuz örneklerle uyuşan yanmış bir şeyler bulursan haber ver.
Just let me know if you find Anything that matches the burn pattern that we found earlier.

Daha sonra bunu daha elle tutulur örneklerle yapıcam.
I will do this later with some more concrete examples.

Böylece seyreltilmiş kılcal örneklerle çalışmaya başladılar. Theranos bu makinelerin bazılarını değiştirdi.
Theranos modified some of those machines, so they would work with diluted capillary samples.

İmparatorluk Güvenlik Bürosu örneklerle ilgileniyor.
The Imperial Security Bureau pays attention to patterns.

Böylece seyreltilmiş kılcal örneklerle çalışmaya başladılar. Theranos bu makinelerin bazılarını değiştirdi.
So they would work with diluted capillary samples. Theranos modified some of those machines.

Bazı insanlar uyarılara kulak asmazlar fakat örneklerle öğrenirler.
Most people don't heed warnings, but they learn from examples.

Biz de bu yüzden köpeklerin iyi huylu örneklerle kanserli… örnekler arasındaki farkı anlamalarını sağlamaya çalışıyoruz.
Between cancer samples and benign samples. So we're working on trying to get the dogs to recognize the difference.

Proust ile Dickensın eserlerinde… hafızanın rolünü örneklerle karşılaştırın.
Compare and contrast the role of memory in the works of Proust and Dickens, with examples.

Biz de bu yüzden köpeklerin iyi huylu örneklerle kanserli… örnekler arasındaki farkı anlamalarını sağlamaya çalışıyoruz.
The difference between cancer samples and benign samples. So, we're working on trying to get the dogs to recognize.

Böylesine klinik öneme sahip olağandışı örneklerle çalışmayalı çok uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since we have been able to study specimens of such extraordinary clinical interest.

Shockwave şimdiye kadar toplanmış örneklerle klonlama prosedürünü başlattı.
Shockwave has initiated the cloning process with the specimens gathered thus far.

Shockwave şimdiye kadar toplanmış örneklerle… klonlama prosedürünü başlattı.
With the specimens gathered thus far. Shockwave has initiated the cloning process.

Çalışmayalı çok uzun olağandışı örneklerle Böylesine klinik öneme sahip zaman olmuştu. Dişi.
It's been a long time since we have been able to study specimens of such extraordinary clinical interest. Female.

Çalışmayalı çok uzun olağandışı örneklerle Böylesine klinik öneme sahip zaman olmuştu. Dişi.
Of such extraordinary clinical interest. It's been a long time since we have been able to study specimens… Female.