Bir kurul Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir kurul toplantısı.
Bu akşam bir kurul toplantısı var.
There's a board meeting tonight.Bir kurul üyesi de ölmüş.
Down a Board member too.Detroitte bir kurul toplantım var.
I have a board meeting in Detroit.Bir kurul toplantısı ayarlayalım.
Let's call a board meeting.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Daha
Fiillerle kullanım
Çok arkadaş canlısı bir kurul olmalı.
Ben bir kurul üyesiyim.
I'm a board member.Mıntıkadaki seçmenler bir kurul seçerler.
Bir kurul üyesi aradı.
I got Tommy az önce bir kurul toplantısı koydu.
Tommy just called a board meeting to vote me out.Bir kurul üyesinin karısı rahat yaşamalı, değil mi?
Kooperatifiniz için bir kurul üyesini ezdi.
He ran over a board member in your co-op for you.Seni bir kurul üyesine veriyorum.
I'm assigning you to a board member.Başkan. Şimdi sıradan bir kurul üyesi daha lazım.
All I need now is one more ordinary board member. President.Bu bir kurul, prosedürlerimiz var!
This is a board, we have Bak, eski okulumda bir kurul toplantısı var ve.
See, there's this board meeting at my old school and.Bir kurul veya ne bileyim birilerini daha görmem gerekmiyor mu?
Müzede saat 3te bir kurul toplantın var, unutma.
Don't forget you have a board meeting at the museum at 3:00.Ve bir kurul tarafından da olamaz özellikle de felçli.
And it won't happen by committee, particularly one paralyzed Seni mutlu görmek istiyorum. Bir kurul üyesinin sekreteri olarak.
As secretary to a board member, I want you happy.Bugün bir kurul toplantısı olduğunun farkında değildim.
I didn't realize there was a board meeting today.Peki öyleyse Logan başka bir kurul üyesinin mi peşinde?
Well, okay, in that case, is Logan going after another board member?Acil bir kurul toplantısı düzenleyip bunu sunmalısınız.
You should call an emergency board meeting and bring this up.Kesin bir fiyat veremiyorsun ama ben veriyorum.O da bir kurul üyesi olarak itimada dayalı hareket ederek kutu lehine oylamalı.
You don't have a price point, I do,and she has a fiduciary obligation as a member of the board to vote for the box.Federico bir kurul üyesi olarak, reklam alanında dalavere yapmak için rüşvet almayı kabul etti.
Federico, a committee member, had accepted Şimdi sıradan bir kurul üyesi daha lazım. Başkan.
President. All I need now is one more ordinary board member.Oliver bir kurul üyesi değil, Lucy.
Oliver is not a committee member, Lucy.Şimdi sıradan bir kurul üyesi daha lazım. Başkan.
All I need now is one more ordinary board member. President.Bu akşam bir kurul toplantımız var.
Birkaç yıl önce başka bir kurul üyesiyle onun hakkında konuşmuşsunuz.
Couple years ago you had a conversation about him with another board member.
