BIR PROGRAM YAZDIM ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• i have written a program

Bir program yazdım Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Öyle bir program yazdım ki.
I wrote an app, that can.

Onun e-postalarını sıralamak için bir program yazdım.
I wrote a program to sort through her e-mails.

Bir program yazdım. Geminin kalan sistemini etkilemeden önce virüsleri yok etmek için.
I have written a program that should eradicate the virus before it affects any more of the ship's systems.

Değişimleri gözden geçirecek bir program yazdım.
I have written a program which is going to go through the permutations.

Para birimleriyle hesaplayacak bir program yazdım. Ben de, bu tutarları dünyadaki bütün.
In every world currency, and then I converted them to the Kazahrusian ruble. So, I wrote a program that calculated these amounts.

Bit altındaki kodlamaları çözebilen bir program yazdım.
I wrote a program that canandle anything under 512-bit encoding.

Kredi kartı harcamalarını karşılaştırmak için bir program yazdım. Scott Roweun kredi kartıyla IRT şirketinin yöneticilere verdiği kartı karşılaştırdım.- Aramayı son altı aya indirip.
I wrote a program to cross-check credit card charges, ran Scott Rowe's against corporate cards issued to IRT execs, limited my search parameters to the last six months under the assumption.

Geminin diğer sistemleri de etkilenmeden önce… virüsü yok edecek bir program yazdım.
I have written a program that should eradicate the virus before it affects any more of the ship's systems.

Dün gece sadece sıfır ve birlerden oluşan bir program yazdım. Sadece yapıp yapamadığımı görmek için.
I wrote a program last night using nothing but ones and zeroes just to see if I could do it.

Bu acil vericiyi çalıştırdığım anda beni derhal dışarı ışınlayacak bir program yazdım.
I have written a program that will immediately beam me out of there the second I activate this emergency transponder.

Acil vericiyi çalıştırdığım anda… beni dışarı ışınlayacak bir program yazdım.- Evet. Ayrıca, şimdi gemilerine ışınlanabildiğimize göre.
Plus, now we can freely beam stuff on and off their ships, I have written a program that will immediately beam me out of there the second I activate this emergency transponder. Yes.

Dün gece sırf yapabiliyor muyum diye bakmak için… sadece sıfır ve birlerden oluşan bir program yazdım.
Just to see if I could do it. I wrote a program last night using nothing but ones and zeroes.

Acil vericiyi çalıştırdığım anda… beni dışarı ışınlayacak bir program yazdım.- Evet. Ayrıca, şimdi gemilerine ışınlanabildiğimize göre.
Plus, now we can freely beam stuff on and off their ships, I have written a program Yes. that will immediately beam me out of there the second I activate this emergency transponder.

Duygusal olarak zor olduğu düşünülen durumlar için bilince cevap üretecek olan bir program yazdım.
I designed a program that would activate a conscience like response, in situations, that would be considered imotionally hard.

Acil vericiyi çalıştırdığım anda… beni dışarı ışınlayacak bir program yazdım.- Evet. Ayrıca, şimdi gemilerine ışınlanabildiğimize göre.
I have written a program Yes. that will immediately beam me out of there the second I activate this emergency transponder. Plus, now we can freely beam stuff on and off their ships.

Bachın tüm kantatlarını bir veri tabanına aktardım… ve o notaları Bachın yöntemine uygun dijital nesnelere dönüştüren bir program yazdım.
The way that Bach statistically intended to. into digital objects I translated all of Bach's cantatas into a database then wrote a program that segmented the notes.

Acil vericiyi çalıştırdığım anda… beni dışarı ışınlayacak bir program yazdım.- Evet. Ayrıca, şimdi gemilerine ışınlanabildiğimize göre.
Yes. Plus, now we can freely beam stuff on and off their ships, that will immediately beam me out of there the second I activate this emergency transponder. I have written a program.

Bachın tüm kantatlarını bir veri tabanına aktardım… ve o notaları Bachın yöntemine uygun dijital nesnelere dönüştüren bir program yazdım.
The way that Bach statistically intended to. then wrote a program that segmented the notes I translated all of Bach's cantatas into a database into digital objects.

Bachın tüm kantatlarını bir veri tabanına aktardım… ve o notaları Bachın yöntemine uygun dijital nesnelere dönüştüren bir program yazdım.
Into digital objects I translated all of Bach's cantatas into a database the way that Bach statistically intended to. then wrote a program that segmented the notes.

Bachın tüm kantatlarını bir veri tabanına aktardım… ve o notaları Bachın yöntemine uygun dijital nesnelere dönüştüren bir program yazdım.
Then wrote a program that segmented the notes the way that Bach statistically intended to. into digital objects I translated all of Bach's cantatas into a database.

Bachın tüm kantatlarını bir veri tabanına aktardım… ve o notaları Bachın yöntemine uygun dijital nesnelere dönüştüren bir program yazdım.
I translated all of Bach's cantatas into a database the way that Bach statistically intended to. then wrote a program that segmented the notes into digital objects.

Felicity GPS kullanarak o parçacıkları takip eden bir program yazdı.
Felicity wrote a program that tracks the nanites using GPS.

Yine de bir program yazmalıyım.
I still had to write the program to.

Yine de bir program yazmalıyım.
I still had to write a program to.

Ve O Vikipediden bu verileri toplayan bir program yazdı ve onu internette dbpedia adını verdiği bir bağlı veri havuzuna koydu.
So he wrote a program to take the data, extract it from Wikipedia, and put it into a blob of linked data on the web, which he called dbpedia.

Öyle mi? 2 yıl önce Harold Florosla birlikte Orta Doğu ve Avrupadaki… olası terör hedeflerindeki çalışanları izlemek ve… tehdit değerlendirmesi yapmak için bir program yazmıştınız.
Yeah? Two years ago, you wrote a program with Harold Floros to help screen employees at likely terrorist targets in the Middle East and Europe to assess the threat potential.

Bir program yazdığın zaman, bilgisayara İngilizcenin garip bir şekli gibi olan bir dizi emirler veriyoruz.
When we write a program, we're giving a computer a series of commands, that kind of look like a weird form of English.

Yukarıdan aşağıya yöntemini kullanarak bir program yazmak, ihtiyaç duyulan tüm önemli işlevleri tanımlayan bir ana yordam yazmaktır..
The technique for writing a program using top-down methods is to write a main procedure that names all the major functions it will need.

Bir uçağın altimetresini kazıklayan bir program yazdın uçak da dağa çarptı!
You wrote a program that screwed with the altimeter of a plane and crash it into a mountain!

Kredi kartı işlemlerinde standart olan bir program yazdı. Buck 15 dakika içinde, günümüzde.
That is the standard today for any online credit card transaction. Within 15 minutes, Buck had written the program.