DAIMA HER ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• always

Daima her Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Daima her şeyi düşünürsün.
As always you think of everything.

Ona katlanamıyorum, daima her şeyi mahvediyor!
She always ruins everything!

Daima her şeyi ilk sen yaptın.
You always did everything first.

Çünkü onun küçük kızı daima her şeyi doğru yapar.
Because his good little girl always did everything right.

Daima her şeyin iyisini bilmişsindir.
You always knew the best of everything.

Hiçbir şey bilmese de kaptan daima… her şeyi bilir.
And the skipper always knows what to do, whether he does or not.

Daima, her olasılık için planımız vardır ve.
We always have a contingency plan.

Ama ikinizin de bilmesini istiyorum… siz daima, her zaman buramdasınız.
That you're right here. Always. All the time.

Daima her şeyin en iyisini alır, değilmi?
He always gets the good stuff, doesn't he?

Üstadım basit insanların daima her şeyin bedelini ödediğini söyler.
My master says that the simple folk always pay for all.

Daima her şeyi yakından incelemekten hoşlanır.
He always likes to examine everything closely.

Hiçbir şey bilmese de kaptan daima… her şeyi bilir. Artık kaptansınız.
And the skipper always knows what to do, whether he does or not. You're the skipper now.

Tony. Daima her şeyin en iyisini alır, değilmi?
Doesn't he? He always gets the good stuff, Tony?

Hiçbir şey bilmese de kaptan daima… her şeyi bilir. Artık kaptansınız.
You're the skipper now. And the skipper always knows what to do, whether he does or not.

Biz daima her şeyimizi paylaştık, değil mi? Ne?
We have always shared everything, haven't we? What?

Artık kaptansınız. Hiçbir şey bilmese de kaptan daima… her şeyi bilir.
You're the skipper now. And the skipper always knows what to do, whether he does or not.

Daima her şeyin en iyisini alır, değilmi? Ah, Tony.
Doesn't he? He always gets the good stuff, Tony.

Artık kaptansınız. Hiçbir şey bilmese de kaptan daima… her şeyi bilir.
And the skipper always knows what to do, whether he does or not. You're the skipper now.

Daima her şeyin en iyisini alır, değil mi? Ah, Tony?
Tony. He always gets the good stuff, doesn't he?

Danışacak başka kimse yoktu, ve Raja daima her konuda konuşulabilecek bir kişi olmuştu, o yüzden.
There wasn't anyone else to turn to, and Raja had always been great to talk to about any other subject, so.

Daima her şeyin en iyisini alır, değil mi? Ah, Tony.
He always gets the good stuff, doesn't he? Tony.

Falcım daima her şeyin bir sebebi olduğunu söyler.
My astrologer is always telling me everything happens for a reason.

Daima her şeyi diğerlerinden farklı yapmak zorundayız!
Do we always have to do everything differently than everybody else?

Hibara, daima her şeyi şakaya vurmaya çalışıyorsun, değil mi?
Hibara-san, you always try to laugh things off like that, don't you?!

Daima her şeyi diğerlerinden farklı yapmak zorundayız!
Than everybody else? Do we always have to do everything differently!

Ve Ewingler daima, her şeyin kontrolleri altında olduğuna inanmalı.
And the Ewings always have to believe that they have everything under control.

Ama daima, her zorluktan fayda sağlayan bir canlı bulunur.
But there will always be some who benefit from hardship.

Daima her şeyin güzel olmasını istediğimi biliyorsun, öyle değil mi?
You know, I always wanted everything to be nice, don't you?

Daima her şeyin iyisini bilmişsindir. Elbette bir konu dışında. Yanlış Bannock kızını seçtin.
You always knew the best of everything, except, of course, you chose the wrong Bannock girl.

Birlikte daima her şeyi yapabileceğimize gerçekten inanabilsem, kimsenin Viyanadan ayrılmasına gerek kalmaz.
And we have always done everything together. There's nobody left in Vienna I can really trust.