MIKROFON ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• microphone
• mic
• mike
• wire
• mics
• microphones
• mikes

Mikrofon Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Mikrofon yok, kamera yok.
No mics, no wires.

Tuvaletinde mikrofon yok.
No mikes in the can.

Mikrofon, 2 hoparlör ve disko ışığı.
Mikes, 2 speakers and disco lights.

Asker, burada iki mikrofon var.
Private, there are two mics.

Yine de mikrofon olabilir, o yüzden.
But there could still be mics, so… Shh.

Çocuklar maçta mikrofon varmış!
Guys, they have mics on the match!

Piyano, amfi, mikrofon… her şeye ihtiyacımız var.
We need pianos, amps, mikes.

Ses istiyorum.- İçişleri üzerime mikrofon taktı.
They asked me to wear a wire. I need sound.

Bir kaç dinamik mikrofon. Pro ekipmanlar.
Pro Tools, a couple dynamic mics.

Mikrofon takmadığından emin olmam lazım. Neden?
I just gotta make sure you're not wearin' a wire. Why?

Tamam. Hepiniz mikrofon alın ve ayarlayalım.
Okay, everybody, grab some mikes and set them up.

Biz de Ralphın iki arabasına da mikrofon yerleştirdik.
So we get the microphones installed in Ralph's two cars.

Dudaklarında mikrofon yanığı var resmen. Yapma.
She's practically got mike burns on her lips. Come on.

Peşinden yalnızca kamera ve mikrofon gidiyor.
The only people coming after him, they got cameras and microphones.

Ama bu mücevher mikrofon çok kıymetli, yani bu hariç.
But this jewel mike is too precious, so except this.

Ve SWATın olup bitenleri duyması için mikrofon takacaksın.
And you're wearing a wire so SWAT can hear what's going on.

Üstüne mikrofon yerleştir, destek olarak taktik ekip çağır.
Put a wire on him, get a tactical team in as backup.

Resimlerin arkasında belki de mikrofon vardır.- Ödlek!
Coward. he's probably got microphones behind those pictures,!

Muhtemelen açık mikrofon gecesi yapmazlar çünkü ortalıkta sahne yok.
They never do open mike night Probably because there's no stage.

Resimlerin arkasında belki de mikrofon vardır.- Ödlek!
He's probably got microphones behind those pictures, too. Coward!

Ağzınıza mikrofon dayayan olursa onu Şefin ofisine yollayın.
A reporter shoves a mike in your face, point them to the Chief's office.

Ewan ve Charleynin kasklarında kamera ve mikrofon olacak.
Ewan and Charley will have cameras and microphones on their helmets.

Perdenin arkasına bir mikrofon yerleştirin. Biz hallettik.
We have got it. Get a mike set up back of that curtain.

Mikrofon takarsam, bantı doğrulamak için ifade vermem gerekir, değil mi?
Wearing a wire means testifying to corroborate the tape, right?

Arkadaşlarıma karşı mikrofon takmam, onlara ihanet etmem.
I will never wear a wire against my friends, betray my friends.

Bu mikrofon tokuşturma olayını yapmaya farkında olmadan başladık.
We started doing this Bumping Mics thing without realizing we were even doing it.

Alo? Bakanın özel ofisine mikrofon yerleştirmek, çok etkileyici.
Hello.- Planting a mike in the minister's private office.

Bu izlere bakarak sizin Wall Street kurdunun mikrofon taktığını söyleyebilirim.
Looking at the pattern, I would say your Wall Street wolf was wearing a wire.

Bakanın özel ofisine mikrofon yerleştirmek, çok etkileyici, Reese.
Planting a mike in the minister's private office. Very impressive, Reece.

Alo? Bakanın özel ofisine mikrofon yerleştirmek, çok etkileyici, Reese.
Planting a mike in the Minister's Hello? private office, very impressive, Reese.