ONLARLA KONUŞMAYA ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• talk to them
• talking to them

Onlarla konuşmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Onlarla konuşmaya git.
Go talk to them.

Bir dakika içinde onlarla konuşmaya gideriz, fakat henüz değil.
We will go talk to them in a minute, but not yet.

Onlarla konuşmaya çalış.
Try talking to them.

Olur da polisler kamyonunuzu ararsa onlarla konuşmaya devam edin.
If the cops search your truck keep talking to them.

Sen onlarla konuşmaya git.
Go talk to them.

Peşlerinden silahlarla koşmak yerine, neden onlarla konuşmaya çalışmıyorsunuz?
Instead of running after them with bloody guns, why don't you try talking to them?

Onlarla konuşmaya gitme.
Don't go talking to them.

Ve eğer içeri girip onlarla konuşmaya istekli olsaydınız eminim.
And I'm sure if you were willing to go in and talk to them.

Onlarla konuşmaya çalıştım.
I tried talking to them.

Su deneyimlerini sevmelerini istiyoruz bu yüzden onlarla konuşmaya devam edin lütfen ve.
We want them to love their water experience so please keep talking to them or.

Sadece onlarla konuşmaya git.
Just go talk to them.

Onlarla konuşmaya gideceğim.
I will go talk to them.

Sadece onlarla konuşmaya gideyim.
Let me just go talk to them.

Onlarla konuşmaya gideceğiz.
We will go talk to them.

Sanırım onlarla konuşmaya gideceğim.
I think I will go talk to them.

Onlarla konuşmaya başladım.
I started talking to them.

Belki de onlarla konuşmaya çalışmalıyız.
Maybe we should try talking to them.

Onlarla konuşmaya gideceğim.
I'm gonna go talk to them.

Belki de onlarla konuşmaya çalışmalıyız, son bir defa.
Maybe we should try talking to them, you know, one last time.

Onlarla konuşmaya gidiyorum.
I'm gonna go talk to them.

Onlarla konuşmaya gitsem iyi olur.
I would better go talk to them.

Onlarla konuşmaya gideceğim.
I'm going to go talk to them.

Onlarla konuşmaya gidiyorum.
I'm going to go talk to them.

Onlarla konuşmaya gitmek istiyorum.
I want to go talk to them.

Onlarla konuşmaya gitmek zorundayım.
I have to go talk to them.

Onlarla konuşmaya gitmek zorundasın.
You have to go talk to them.

Onlarla konuşmaya başlasan iyi edersin.
You would better start talking to them.

Onlarla konuşmaya devam etmek niyetinde değilim.
I don't intend to keep talking to them.

Onlarla konuşmaya çalıştık ama dinlemediler bile.
We had tried talking to them and they wouldn't listen.

Onlarla konuşmaya çalıştım ama… Zor, değil mi?
I tried talking to them about what's happening, but… it's hard, right?